🎱 Aşık Veysel Dinle Vatandaş Şiiri
YavuzBülent Bâkiler 23 Nisan 1936, Sivas’ta doğdu. Şair, yazar, gazeteci, yönetici, avukat. Aslen Azerbaycan göçmeni ailenin çocuğu olan Yavuz Bülent Bâkiler ilk ve orta öğrenimini Sivas, Gaziantep ve Malatya'da tamamladı. 1960 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra kısa bir süre Yeni İstanbul gazetesinde çalıştı.
KomikMesajlar. Yigidin cep telefonu meydandadir. Alismadik cepte telefon durmaz. Ey cep telefonlu Turk Gencligi. Arsizin yuzune tukurmusler,”Kapsama alani disindayim”demis. Insani dert, cep telefonunu kart oldurur. Bir cep telefonlu Turk dunyaya bedeldir. At olur meydan kalir, yigit olur cep telefonu kalir.
Hepimiz Bu Yurdun Evlatlarıyız” isimli şiirinde Veysel, bu vatan üzerinde yaşayan herkesin kardeş olduğunu, kavga etmenin, birliği bozmanın ne kadar çirkin olduğunu ifade etmiştir. Birlik ve beraberlik içinde yaşamayı överken aynı zamanda kavgayı bırakıp hep birlikte gelişmeye, ilerlemeye çağıran âşık şöyle diyor:
Aşkve Avarelik Üstüne Şiirler: O. Rıfat Horozcu Aşk Ve Zafer: H. Nusret Zorlutuna Aşk Yarışı: Mahmut Yesari Dinle Benden: Hasan Ali Yücel Dinle Neyden: F Nafiz Çamlıbel Dinmez Ağrı: Veysel Çavuş: M. Şevket Esendal Vietnam Körü:
DİNLEVATANDAŞ Kulak ver sözüme, dinle vatandaş Uyma lâklak edip gülüşenlere. Seni meşgul eder, işinden eğler, Karışır tembel perişanlara. Adım at ileri, geriye bakma, Bir sağlam iş tut da elden bırakma, Saçma sapan sözler hep delip takma Allah’ın yardımı çalışanlara. Âşık Veysel Güzel dil Türkçe bize Başka
AŞIKVEYSEL. Açtı Bahar Çiçekleri Ada'nın Ağgül Seni Camekanda Görmüşler Anama Anlatmam Derdimi Dertsiz İnsana Ansızın Kalbimde Uyanan Aşkın Aramızı Kesti Dumanlı Dağlar Aşık Veysel'in Son Şiiri Asırlar Elinde Bir Tesbih Gibi Aşkın Beni Aşkın Beni Elden Ele Gezdirdi Kulak Ver Sözüme Dinle Vatandaş Mecnun
ŞiirDinle ” Bir Ben Ki Benden Değil ” Hasan Ali Ceylan ” Şiir Hikmettir #edebiyat #kitap 2022 En Güzel Şiirler 6 Kişi Okudu 1 Kişi Beğendi – Sende Beğenebilirsin 🙂 Şiir Dinle ” Bir Ben Ki Benden Değil ” Hasan Ali Ceylan ” Şiir Hikmettir Merhaba, Ünlü Şairlerin, Tasavvuf şiirlerinin ve kendi şiirlerimi yayınladığım Şiir Hikmettir Kanalımıza Hayırla
fdvyE. Bilgi ve öğüt içeren şiirlere öğretici didaktik şiir denir. Duygusal yönü zayıf olan didaktik şiirlerde ahlaki bir ders vermek ve bilgi aktarmak amaçlanır. Didaktik öğretici şiirlerin duygu yönü zayıf olduğundan bu şiirlerin dil ve anlatımında sanatsallık, süslülük, estetik, imgeleme gibi özellikler ikinci planda kalır. Didaktik şiirler daha çok ölçülü, kafiyeli, düz yazıya en kolay çevrilebilen şiirlerdir. Kişi ve toplumların eksik taraflarının anlatıldığı fabl şeklinde yazılmış şiirler de didaktik şiir sayılır. Eski Yunan edebiyatında Hesiodos, didaktik şiirin ilk örneklerini vermiştir. O dönemlerde ozanlara birer eğitici gözüyle bakılırdı. Türk edebiyatında Yusuf Has Hacip'in yazmış olduğu "Kutadgu Bilig", Edip Ahmet'in "Atabetü'l Hakayık", Âşık Paşa'nın ünlü eseri "Garipname", Nabi'nin "Hayrabad" ve "Hayriyye" eserleri didaktik şiir türüne güzel birer örnektir. Yine Ziya Paşa'nın Terkib-i Bend, Mehmet Akif Ersoy'un "Süleymaniye Kürsüsü'nde" ve "Asım" eserleri ile Tevfik Fikret'in "Haluk'un Defteri" eseri didaktik tarzda yazılmış önemli eserlerdir. Didaktik Öğretici Şiire Örnekler Örnek 1KARGA İLE TİLKİ Bir dala konmuştu karga cenapları; Ağzında bir parça peynir vardı. Sayın tilki kokuyu almış olmalı; Ona nağme yapmaya başladı "Ooooo! Karga cenapları, merhaba! "Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz "Gözüm kör olsun yalanım varsa "Tüyleriniz gibiyse sesiniz "Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın." Keyfinden aklı başından gitti bay karganın; Göstermek için güzel sesini Açınca ağzını düşürdü nevâlesini. Tilki kapıp onu dedi ki "Efendiciğim, Size küçük bir ders vereceğim; Alıklar olmasa iş kalmaz açıkgözlere; Böyle bir ders de değer sanırım bir peynire" Karga şaşkın, mahcup biraz da geç ama Yemin etti gayrı faka basmayacağına. Çeviren Orhan Veli Kanık Açıklama Kişi ve toplumların eksik taraflarının anlatıldığı fabl şeklinde yazılmış şiirler de didaktik şiir sayılır. Fabl türündeki yukarıdaki manzum parçanın son dört dizesinde ders verme, nasihat ön planda olduğu için ve şiirde süsten, sanattan uzak bir dile başvurulduğu için şiire didaktik öğretici şiirdir, diyebiliriz. Örnek 2 İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsen Ya nice okumaktırYunus Emre Açıklama Duygusal yönü zayıf olan didaktik şiirlerde ahlaki bir ders vermek, bilgi aktarmak amaçlanır. Yunus Emre de düşüncelerine sanatsallığı katmadan, imgeleme, yan anlam ve mecazi anlatıma başvurmadan düşüncelerini olduğu gibi aktarmıştır. Şiirde bir mesaj verilmek istenmektedir. "Okumada asıl amacın kişinin Allah'ı bilmesi, ona ulaşmasıdır." düşüncesi bu şiirin didaktik öğretici bir şiir olduğunu ortaya koymaktadır. Örnek 3 DİNLE VATANDAŞ Kulak ver sözüme, dinle vatandaş Uyma lâklak edip gülüşenlere. Seni meşgul eder, işinden eğler, Karışır tembel at ileri, geriye bakma, Bir sağlam iş tut da elden bırakma, Saçma sapan sözler hep delip takma Allah’ın yardımı çalışanlara. Âşık Veysel Açıklama Didaktik öğretici şiirlerin duygu tarafı zayıf olduğundan bu şiirlerin dil ve anlatımında sanatsallık, süslülük, estetik, imgeleme gibi unsurlar ikinci planda kalır. Âşık Veysel de her iki dörtlüğün bütün dizelerinde okurlarına, hedef kitlesine ders vermeyi amaçlamıştır. Öğüt vermenin ön planda olması, dil ve anlatımın yalın ve sade olması şiirin didaktik öğretici bir şiir olduğunu gösterir. Örnek 4 İnsanlığa dürüst davran İnsan küçük büyük evran İnsanlara hakça davran Koltuk sana bâki değil Yunus Emre Açıklama Didaktik şiirler daha çok ölçülü ve kafiyeli şiirlerdir. Öğüt verme bu şiirlerde en önemli özellik olarak ön plana çıkar. Yukarıdaki dörtlükte öğüt verme ön plandadır. Dörtlükte Yunus, "Bütün makamların gelip geçici olduğunu, bu vesileyle makam sahibi kişilerin adil davranmaları gerektiği" düşüncesini etkili kılmaya çalışmaktadır. Şiirin hece ölçüsüyle yazılmış olması ve kafiyeli oluşu şiirin didaktik öğretici bir şiir olduğunu ortaya koymaktadır. Örnek 5 Şunlar ki çoktur malları Gör nice oldu halleri Sonucu bir gömlek imiş Anında yoktur yenleri Yunus Emre Açıklama Öğretme, bilgi ve öğüt içeren şiirlere didaktik öğretici şiir denir. Duygusal yönü zayıf olan didaktik şiirlerde ahlaki ders vermek, bilgi aktarmak amaçlanır. Yunus da bu dörtlükte ders vermeyi amaçlamıştır. "Mal ve mülkün geçici olduğu, herkesin sonunda bir bez parçası kefen giyeceği" düşüncesi şiirde işlenmiştir. Şiirin, sanatlı ve süslü bir anlatım içermemesi de didaktik öğretici bir şiir olduğunu kanıtlar. Örnek 6 Güzel dil, Türkçe bize, Başka dil, gece bize. İstanbul konuşması En saf, en ince bize Ziya Gökalp Açıklama Didaktik şiirler daha çok ölçülü ve kafiyeli olan şiirlerdir. Düzyazıya en kolay çevrilebilen şiirlerdir. Yukarıdaki dörtlükte de Gökalp, "İstanbul Türkçesi"nin önemi üzerinde durmuştur. Yukarıdaki dizelerdeki ifadeleri rahatlıkla düzyazı şeklinde ifade edebiliriz. Dolayısıyla şiir didaktik öğretici bir şiirdir. Örnek 7 Kitap en iyi arkadaş Bana neyi sorsam söyler. Ne anlatsa en sonunda Çalış, iyi, doğru ol der Fazıl Hüsnü Dağlarca Açıklama Didaktik öğretici şiirlerin duygu tarafı zayıf olduğundan bu şiirlerin dil ve anlatımında sanatsallık, süslülük, estetik, imgeleme ikinci planda kalır. Dağlarca, yukarıdaki dörtlükte kitabın insana söylemek istediklerine vurgu yapmaktadır. Düşüncelerini şiir şeklinde dile getirmişse de süslü, sanatlı, imgeli ve çağrışımlı bir anlatımdan uzak durmuştur. Bütün bu özellikler bize şiirin didaktik öğretici bir şiir olduğunu göstermektedir. Ayrıca bakınız
İşte Âşık Veysel Şatıroğlu tarafından yazılan Kapı Kitli Cüzdan Cepte Para Yok adlı sözleri.. Parça parça olsun paramı çalan Kîmî gerçek dedî kîmîsî yalan Dünyada görmedîm böyle bîr plan Kapı kîtlî cüzdan cepte para yok Gezdîm îstanbul’u îzmîr Ankara Şadırvanlı Handa kaldı bu para Bu nasıl dalgadır bu ne dubara Kapı kîtlî cüzdan cepte para yok îsa değîl göğe çıksın sır olsun Alanların îkî gözü kör olsun Tarsus’ta bu destan hatıra kalsın Kapı kîtlî cüzdan cepte para yok Bîlsem gelmez îdîm ben bu Tarsus’a Bu gamlı gönlümü koymazdım yasa Haber verdîm înzîbata polîse Kapı kîtlî cüzdan cepte para yok Ehlî dîl olanlar asla bun’almaz Herkesîn ettîğî yanına kalmaz Bu ne muammadır hîç kîmse bîlmez Kapı kîtlî cüzdan cepte para yok Olan oldu Veysel boşuna yanma Sana kîm dedî kî uyu uyanma Sılaya gîtmeyî severîm amma Kapı kîtlî cüzdan cepte para yok
Aşık Veysel - Durum Dünya debdil oldu durum değişti. Kimi aya gider kimi cennete. Dünya güzellendi itibar düştü, Anne baba yoksun kaldı hürmete. Bin dokuzyüz altmışyedi yılında Çirkin sözler gezer halkın dilinde Ud edep kalmadı kızda gelinde Büyükler küçüğe gelir minnete Bakmaz mısın insanların işine Kötülükler doğar peşi peşine Mezhep kavgasından din döğüşüne Sanki varıp sığmamışlar cennete. Kimisi söz verir sözünde durmaz Hakikati doğru sözü duyurmaz İşlediği suçun farkına varmaz Ne yüzle varacağız ahirete Kötülükler memlekete kök saldı Fitnelik fesatlık arttı çoğaldı Bu işin ıslahı Allah'a kaldı Ulu Tanrım yardım etsin millete. Tezvirlerin işi gider ileri Yalancıya itibar çok ekseri Hilekarın sahtekarın işleri Yol açıyor rezalete nefrete. Gitmiyor gönlümün kederi, yası Doğru söyleyene diyorlar asi Bitmez bu dünyanın kuru davası Çekil Veysel bir köşe-yi vahdete.
- 1224 Güncelleme - 1224 Aşık Veysel, Türkiye tarihinin en önemli ozanlarından biridir. Sivaslı olan Aşık Veysel'in şiirleri ve sözleri hala günümüzde de ilgi görmektedir. İşte Aşık Veysel'in kısaca hayatı Asıl adı Veysel Şatıroğlu olan Aşık Veysel; önemli ozanlarımızdan birisidir. 25 Ekim 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası Ahmet Bey ve annesi Gülizar hanımdır. Aşık Veysel, o yıllarda salgın bir hastalık olan çiçek hastalığı nedeniyle iki kız kardeşini kaybetmiştir. Ayrıca kendisi de 7 yaşında çiçek hastalığı yüzünden iki gözde görme yetisini yitirmiş ve kör olmuştur. Çiçeğe yakalanmasını Aşık Veysel şu şekilde anlatmıştır kendi sözlerinden alıntı olarak aktarıyoruz. ’ Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsin’e kadına göstermeğe gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözüme çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan.’’ Aşık Veysel gözlerini kaybettikten sonra kendi içerisine kapanmış ve arkadaşlarıyla dahi oynamaya gitmiyormuş. Babası Ahmet Bey bu duruma üzülerek ona oyalanması için bir bağlama almış. Babasının yakın arkadaşı olan Çamşıhılı Ali’den bağlama çalmasını öğrenerek birçok türde türküler çalmaya ve söylemeye başlamış. 1933 yıllarında Ünlü besteci Ahmet kutsi tecer ile tanışan Aşık Veysel onun da desteğiyle kendi türkülerini derleyerek söylemeye başlamış bir ozandır. Aşıklar bayramında da çalıp söylemeye başlayan Aşık Veysel; o dönemde Mustafa Kemal Atatürk için de türküler söylemeye başlayarak namının artmasına destek olmuştur. Türkiye’de her yeri gezerek türkülerini çalıp söyledikçe yurdun her yerinde tanınmaya başlamıştır. Ailesi tarafından yalnızlığında kurtulması için Esma hanımla evlendirilen Aşık Veysel’in olumsuzluklar peşini bırakmayarak yeni doğmuş olan erkek çocuğunu ve ardından da anne babasını kaybederek hayata küsmesine neden olmuştur. Daha sonra eşinin de onu terk etmesi ve kızını onunla bırakmasının ardından kızını da bir süre sonra kaybeden ozan; acılarla yaşadığı hayatını türkülerle bizlere aktarmaya çalışmıştır. Yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle köyünü terk eden ozan; başka bir köye yerleşmiş 1931 yılından sonra katıldığı Halk şiirleri bayramı ile hayatı değişerek maddi olarak rahatlamıştır. Sonrasında Gülizar hanımla evlenerek hayatını düzene koymuştur. Aşık Veysel bestelediği ve derlediği türkülerde; hüzün, yaşam sevinci, doğa, umutsuzluk, din, siyaset, aşk ve umutsuzluk gibi daha birçok konuya değinerek hem çalmış hem de söylemiştir. 1941 ile 1946 yılları arasında bağlama dersleri vermiş ve Köy Enstitülerinde gençlerin bu konuda eğitilmesini sağlamıştır. 1965 yılında özel bir kanun çıkartılarak maaşa bağlanan Aşık Veysel’in birçok eseri; Fikret Kızılok, Hümeyra ve Esin Avşar tarafından seslendirilmiş ve bu şekilde ünü daha çok yayılmıştır. ’Benim sadık yarim kara topraktır’’ deyişiyle gönüllere taht kuran Aşık Veysel derleme, şiir, türkü, deyiş gibi birçok eseri bizlere bırakmıştır. Şiirleri; Sazımdan Sesler, Deyişler ve Dostlar Beni Hatırlasın adlı kitaplarında bir araya getirmiş ve kitap olarak yayınlanmıştır. Anadolu’nun kültürünü ve yaşam biçimini hayata taşıyan Aşık Veysel; 1973 yılında akciğer kanserinden hayatını kaybetmiştir. Ölümünden sonra 1984 yılında Bütün Şiirleri adlı kitapta tüm eserleri tekrar bir araya getirilerek yayınlanmıştır. Türk Halk Edebiyatına önemli eserler kazandıran Aşık Veysel günümüzde dahi eserleriyle anılan bir halk ozanıdır. AŞIK VEYSEL ŞİİRLERİ, SÖZLERİ Anlatamam Derdimi 524Arasam Seni Gül İlen 418Atatürk'e Ağıt 526Beni Hor Görme 246Beş Günlük Dünya 358Bir Kökte Uzamış 455Birlik Destanı 142Çiçekler 305Cümle Âlem Senindir 644Derdimi Dökersem Derin Dereye 451Dost Çevirmiş Yüzünü Benden 312Dost Yolunda 443Dostlar Beni Hatırlasın 602Dün Gece Yar Eşiğinde 428Dünya'ya Gelmemde Maksat 243Esti Bahar Yeli 241Gel Ey Âşık 535Gonca Gülün Kokusuna 524Gönül Sana Nasihatim 640Gözyaşı Armağan 332Güzelliğin On Para Etmez 431Kahpe Felek 258Kara Toprak 925Kızılırmak Seni Seni 458Küçük Dünyam 517Murat 513Ne Ötersin Dertli Dertli 305Necip 316Sazım 602Seherin Vaktinde 501Sekizinci Ayın Yirmi İkisi 443Sen Bir Ceylan Olsan 334Sen Varsın 401Şu Geniş Dünya'ya 727Uzun İnce Bir Yoldayım 223Yaz Gelsin 302Yıldız Sivas Ellerinde 316
KONULARINA GÖRE ŞİİR TÜRLERİ Konu ve Tema Şiirin anlattığı duygu, durum ya da olaya konu denir. Her duygu ve durum şiirin konusu olabilir. Bir deniz manzarası, sokakta simit satan adam, insanın iç dünyası, savaş vb. her durum şiirde anlatılabilen konulardır . Vurgu ve tonlamalara dikkat edilerek okunan bir şiir etkili olur. Konularına göre şiir türleri aşağıdaki gibidir 1. LİRİK ŞİİR İçten gelen heyecanları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiir türüdür. Lirik şiir’in konusu yada konuları, toplumsal mutluluk ya da felâketlerden duyulan sevinç ya da acı gibi ortak duygular; ya da aşk, ayrılık, özlem, ölüm acısı, vb. gibi bireysel duygular. Örnek ÇOCUKLUĞUM Çocukluğum, çocukluğum… Uzakta kalan bahçeler, O sabahlar, o geceler, Gelmez günler çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum… Gözümde tüten memleket, Artık bana sonsuz hasret, Sonsuz keder çocukluğum. 2. PASTORAL ŞİİR Doğa güzelliklerini, orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını ve bunlara karşı duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür. Eğer şair doğa karşısındaki duygulanmasını anlatıyorsa “idil”, bir çobanla karşılıklı konuşuyormuş gibi anlatırsa “eglog” adını alır. Örnek KAR YAĞMIŞ Bu gece yine kar yağmış, ne güzel! Bembeyaz oluvermiş bahçeler yollar. Sanki yerlere serilmiş bulutlar, Bir gecede ihtiyarlamış heykel. Ne olmuş, çiçek mi açmış ağaçlar? Nereye gitmiş bu kadar hayvan? Bu ne göz alan beyazlık böyle, Basmaya kıyamıyor insan…. Şükrü Enis REGÜ 3. DİDAKTİK ŞİİR Belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan şiir türüdür. Manzum hikayeler ve fabllar bu türe girer. Örnek DİNLE VATANDAŞ Kulak ver sözüme, dinle vatandaş Uyma lâklak edip gülüşenlere. Seni meşgul eder, işinden eğler, Karışır tembel perişanlara. Adım at ileri, geriye bakma, Bir sağlam iş tut da elden bırakma, Saçma sapan sözler hep delip takma Allah’ın yardımı çalışanlara. Âşık Veysel 4. EPİK ŞİİR Konusu savaş, kahramanlık, yiğitlik ve yurt sevgisi olan ya da tarihsel bir olayı coşkulu bir anlatımla işleyen uzunca şiirlere denir. Örnek ZAFER TÜRKÜSÜ Yaşamaz ölümü göze almayan, Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağına kanının alı çalmayan, Gözyaşı boşana boşana gider! Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri, Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da koşana gider. Faruk Nafiz ÇAMLIBEL 5. SATİRİK ŞİİR Kişilerin ve toplumun aksak yanlarını hicveden, yeren şiir türüne denir. Örnek ORMANDA BÜYÜYEN ADAM AZGINI Ormanda büyüyen adam azgını Çarşıda pazarda insan beğenmez Medrese kaçkını softa bozgunu Selâm vermek için kesen beğenmez Elin kapısında kul kardaş olan Burnu sümüklü hem gözü yaş olan Bayramdan bayrama bir tıraş olan Berbere gelir de dükkân beğenmez Kazak Abdal DRAMATİK ŞİİR Toplumdaki acıklı olayları dile getiren şiir türüne denir. Örnek GELİNLİK KIZIN ÖLÜMÜ Salâ verilirken kalktık kahveden, Kızın babası yanımızda, boyu uzun, Zayıf, ağzı mırıltılar. On köylü, iki subay, bir tezkereci er, Sıralandık ahşap mescidin avlusunda, Aldık cenazeyi sarsmandan, iğreti Ve hafif, gözlerimiz yerde, Kayıp bir tayın izini süreriz sanki…. Melih Cevdet ANDAY Şiir Duygu ve düşüncelerin ahenkli bir şekilde anlatılmasına şiir denir. Şiiri oluşturan öğeleri birlikte inceleyelim Hece Ölçüsü Bir şiirdeki dizelerin hece sayısı bakımından eşit olmasıdır. Hece ölçüsü, şiirimizin ulusal ölçüsüdür.. Hece ölçüsünün daha çok 7’li, 8’li ve 11 li kalıpları kullanılır. Bu vatan toprağın kara bağrında ->11 hece Sıra dağlar gibi duranlarındır ->11 hece Bir tarih boyunca onun uğrunda ->11 hece Kendini tarihe ve renklerindir ->11 hece Serbest Ölçü Şiirde dizelerin herhangi bir kurala bağlanmamasına ve şiirin serbest bir şekilde yazılmasına serbest ölçü denir. Nazım şiir biçimindeki yazılara “manzum”; Nazım parçalarına da “manzume” denir. MISRA DİZEÖlçülü ve anlamlı, bir satırlık nazım birimidir. NAZIM BİRİMİ Şiiri oluşturan mısra kümelerine nazım birimi denir. Dörtlük,bend,beyit… BEYİT İKİLİK Aynı ölçüde olan ve anlamca bir bütünlük oluşturan ve iki dizeden oluşan nazım birimidir. UYAK KAFİYE Şiirde dize sonlarında yazılışları, okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı olan sözcük ya da ek benzerliğine uyak denir. UYAK KAFİYE ÇEŞİTLERİ Yarım Uyak Dize sonlarında tek ses benzerliğine dayanan uyaktır. Örnek İnsanları sevmesini bilir Yaşamayı sevdiği kadar Yukarıdaki örnekte “r” sesleri tek ses benzerliğine dayandığından yarım uyak oluşturmuştur. Tam Uyak Dize sonlarında iki ses benzerliğine dayanan uyak türüdür. Örnek Mercan adalarda bir liman Beyaz bulutların ardından Yukarıdaki dizelerde “an” sesleri tam uyak oluşturmuştur. Zengin Uyak Dize sonlarında ikiden çok ses benzerliğine dayanan uyaktır. Örnek Yüce dağ başında nasıl olur yurt Ak sürüden kuzu alan olur kurt Yukarıdaki dizelerde “urt” sesleri zengin uyaktır. Tunç Kafiye En az üç sesten oluşan bir ya da daha çok kelimenin diğer mısraların içinde geçmesiyle oluşan kafiye türü olarak tanımlanır. Örnek İnsan bu, su misali kıvrım kıvrım akar ya Bir yanda akan benim öbür yanda Sakarya mısralarında bu özellik görülebilmekte ama zengin kafiyeden bir farkı olmadığı açık.. Cinaslı Kafiye Okunuşları ve yazılışları aynı ancak anlamları farklı olan kelimelerle yapılan kafiye çeşididir. Tunç kafiye sesteş kelimelerle yapılır. Örnek Niçin kondun a bülbül Dalımdaki asmaya Ben yârimden vazgeçmem Götürseler asmaya Yukarıdaki şiirde, ikinci mısrada asma kelimesi “üzüm veren bir bitki”; dördüncü mısrada ise “öldürmek” anlamında kullanılmıştır. REDİF Dize sonlarında yazılışları, okunuşları, anlamları ve görevleri aynı olan sözcük veya eklerin oluşturdukları ses tekrarına redif denir. Not Bir dizede hem uyak hem de redif varsa, redif her zaman en sonda bulunur. Örnek Sonbaharın zevki hoştur. Düşünme âlemi boştur. Yukarıdaki dizelerde altı çizili ekler aynı görevli olduğundan rediftir. Örnek Denizlerimiz var, güneş içinde Ağaçlarımız var, yaprak içinde Yukarıdaki dizelerde altı çizili sözcükler aynı sözcük olduğundan rediftir. UYAK DÜZENİ KAFİYE ÖRGÜSÜ Uyak düzeninin, dizelerin son seslerine göre şu çeşitleri vardır Düz Uyak Kafiyenin, dizelerde art arda sıralanmasıyla oluşur aaaa, bbbb, cccc… a……………………..var a……………………..sar a……………………..dar a……………………..kar Çapraz Uyak Dörtlükte birinci dize ile üçüncü, ikinci dize ile dördüncü dizelerin birbirleriyle kafiyeli olmasıdır abab. a……………………..yaz b……………………..bul a……………………..kaz b……………………..kul Yukarıdaki dörtlükte birinci ve üçüncü dizelerdeki “az” sesleri ikinci ve dördüncü dizelerdeki “ul” sesleri tam uyak oluşturmuştur. Görüldüğü gibi dörtlüğün uyak düzeni çapraz uyaktır. Sarma Uyak Birinci dize ile dördüncü, ikinci dize ile üçüncü dizelerin birbirleriyle uyaklı olmasıdır abba. a………………yak b………………saç b………………taç a………………çak Yukarıdaki dörtlükte birinci ve dördüncü dizelerde “ak” sesleri; ikinci ve üçüncü dizelerde “aç” sesleri tam uyak oluşturmuştur. Dörtlüğün uyak düzeni sarma uyaktır. ŞİİR BİLGİSİ SINAVI 1- “Durun, durun bir dünya iniyor tepemizden Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden.” Yukarıdaki mısraların kafiye çeşidi aşağıdakilerden hangisidir? A Yarım Kafiye C Zengin Kafiye B Tam Kafiye D Cinaslı Kafiye 2- Herhangi bir olay veya şahsın tenkit edildiği şiir türü aşağıdaki seçeneklerden hangisidir? A Pastoral B Satirik C Didaktik D Lirik 3- Aşağıdakilerin dizelerin hangisinde farklı bir sanat vardır? A Dinle yolcu, bu ses onundur. Sinsi adımlarla akşam yürüyor. B Eskici dükkânındaki asma saat, Çelik bir sal almış omuzlarına. C Ay, zeytin ağaçlarından yere damlıyordu. Açtım avucumu, altına tuttum. D Tarihin dilinden düşmez bu destan. Nehirler gazidir, dağlar kahraman. 4- Ahlâk yolu pek dardır Tetik bas önün yardır Sakın hakkım var deme Hak yok vazife vardır. Yukarıdaki dörtlük aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnek olabilir? A Lirik B Epik C Didaktik D Pastoral 5- “Gönül bir deva-yi mutlak ister hem kabul etmez Felekten sah-i darı verseler bir dem kabul etmez. Yukarıdaki beyitte hangi kafiye vardır? A Yarim kafiye C Cinaslı kafiye B Zengin kafiye D Tam kafiye 6- Aşağıdakilerin hangisinde zengin kafiye vardır? A Eliyor dört bir yana sakin bir günü Bir rüyadan arta kalmanın hüzünü B Ömrümün timsali beyaz nilüfer Türbeler, camiler, eski bahçeler C Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak! Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak D Bursa’da bir eski cami avlusu Küçük şadırvanda sakırdayan su. 7- Aşağıdakilerden hangisi pastoral şiirin özelliklerine uygundur? A Konusunu kahramanlıklardan alır. B İçten gelen duyguları coşkulu bir dille anlatır. C Tabiat ve doğa güzelliklerini, çobanların yasayışlarını anlatır. D İnsanlara bir şeyi öğretmek için yazılır 8- Zamanla nasıl değişiyor insan! Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Yalandır kaygısız olduğum yalan! Yukarıdaki kıtada hangi tür uyak kullanılmıştır? A Yarım Kafiye C Zengin Kafiye B Tam Kafiye D Cinaslı Kafiye 9- Madem çoban değildin Ardındaki sürü ne? Beni yardan ayıran Sürüm sürüm sürüne Yukarıdaki kıtada koyu olarak yazılmış sözcükler arasında hangi tür uyak kullanılmıştır? A Yarım Kafiye C Zengin Kafiye B Tam Kafiye D Cinaslı Kafiye 10- Aşağıdakilerden hangisi manzum yazılarla ilgili değildir? A Dörtlük B Satır C Mısra D Kıta 12- Gümüş bir dumanla kapandı her yer Yer ve gök bu akşam, bu akşam yayla dumansız, Sürüler, serçeler, sarı çiçekler, Beyaz kar, yeşil çam, yayla dumanı. Yukarıdaki dörtlük aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnek olabilir? A Lirik B Epik C Didaktik D Pastoral 13- İlim kula açılmış bir kucaktır, Aydınlık, meşaledir, ocaktır, İlim yüzü samimidir, sıcaktır, Cehaletin yüzü soğuk, buz oğul… Yukarıdaki dörtlük aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnek olabilir? A Lirik B Epik C Didaktik D Pastoral 1-a 2-b 3-c 4-c 5-d 6-c 7-c 8-b 9-d 10-b 11-b 12-d 13- b İlgili Kategoriler Ders Notları Türkçe Ders Notları
aşık veysel dinle vatandaş şiiri