🪐 Bebekler Bezini Değiştirirken Neden Ağlar

Birbebek sıcak veya soğuk olduğunda, size söylemek için ağlayabilir. Bebeği giydirdiğinizde başarısız olmayan bir kural: her zaman sizden bir kat daha fazla giymek zorunda. 6- Bir şey acıyor. Bir şeyin acıtması mümkündür. Eğer öyleyse, diş etlerini kontrol edin veya kas ağrısı için hareketlerini izleyin. 7- Kolik. Doğumdansonraki ilk 12 hafta boyunca, çoğu bebek, 24 saate oldukça eşit bir şekilde yayılan kısa uyku ve uyanıklık dönemlerinden gece boyunca daha uzun uyku dönemlerine geçer. Ebeveynlerden gelen raporlara göre, 3-4 aylıkken bebeklerin yaklaşık üçte ikisi gece boyunca uyurken, üçte biri uyanmaya ve ağlamaya veya başka dÜnyayenİ gelmİŞ bebek mutlaka aĞlar?ya da herkesİn deyİmİyle yenİ doĞan bebekler genelde aĞlar derler hatta kendİ aralarinda sÖylenİrler aĞlamayan bebek mİ Bağırsak enfeksiyonu bağırsakların bakteri, virüs, parazit ya da bunların toksinlerinin neden olduğu bir durumdur. Bebekler günde ortalama 6-8 kez veya daha fazla dışkılayabilir. Özellikle anne sütü ile beslenenlerde dışkı sulu ve mukusludur, sarı/kahverengi/yeşil renkte olabilir. Ağlamaya neden olan ihtiyaçları giderilmezse de sakinleşmekte güçlük çekerler. ÇOCUKLAR NEDEN AĞLAR? 1-3 yaş arası: Bu yaş grubundaki çocuklar, tıpkı bebekler gibi açlık ve Bebeğinbezini değiştirin ya da bebeği kucağınıza alarak gazını çıkarmaya çalışın . Bazı bebekler sallanmaktan, bazıları da şarkı ya da ninni söylenmesinden saç kurutma makinesinin sesinden hoşlanır ve susarlar. Anne yada babasının kucağında kalp atımlarını duyan bebek daha rahatlar. Byadmin | 12 Mayıs 2010 | Hastalıkları | 4 aylık bebek neden ağlar, 6 aylık bebeğim sürekli ağlıyor, bebeğin sürekli ağlaması ve uyumaması, bebekler gece neden ağlar, bebekler neden ağlar, bebekler neden aglar uyumaz, bebeklerin ağlama nedenleri ve çözüm önerileri, yeni doğan bebek neden ağlar | Like | 3he7. Rahim içindeki bebek; sindirim, dolaşım ve diğer sistemik faaliyetler bakımından anneye bağımlı durumdadır. Anne ve bebek arasında plasente eş dediğimiz husûsî oluşum sayesinde, 40 hafta boyunca anneye bağlı hayatını problemsiz şekilde sürdürür. Doğumla beraber bağımsızlığını kazanan bebeğin vücut sisteminin işleyişinde mühim değişiklikler olur. Bu hızlı değişime ustalıkla adaptasyon sağlayamadığı takdirde ciddî sıkıntılar yaşayacağını gayet iyi bilmekte olan bebek, bununla ilgili hazırlıklarını tamamlamış olarak dünyaya insanlarının, üzerine yıllarca düşünüp araştırarak öğrendiği her türlü mekanizmayı tam vaktinde devreye sokarak nicesinin aklını hayrette bırakır, âciz insan yavrusu... Hem anneden hem babadan gelen genetik yapılar birleşerek yeni bir insanın namzedi olduğunda; gerek 40 haftayı geçireceği ortam ve hayatına dâir, gerekse rahimden apayrı bir dünyaya adım attığı yerdeki hayatına dâir her türlü bilgi kendisine öğretilmiş olarak, yuvalanacağı yere doğru ilerlemektedir. Hücrelerin başında tâc olup elden ele taşınan bu değerli varlık, rahim duvarına bir bitki gibi gömülerek kök saldığı vakit, en mühim sistem olan dolaşım sistemi ilk olarak devreye girer ve döllenmeden sonra yaklaşık 21. günde minik kalbi atmaya başlar. Aynı genetik bilgiye sahip yüzlerce hücre, bölünüp kopyasını çıkarırken bazısı muhtevasındaki bilgilerin bir kısmını iptal ederek çalışmasına devam eder ve “hücre farklılaşması” dediğimiz hâdiselerin neticesinde farklı doku-organ ve sistemlerin temeli atılır. Bir kısım hücre, âniden kasılıp gevşemeye başladığında kalbin düğmesine basılmıştır ve ecel gelip onu alıncaya kadar da atmaya devam edecektir. Bazı hücreler, damarları yapmak üzere uzayıp boru hâlini alacaklar ve bütün vücudun en ücrâ köşelerine kadar uzanıp gözle görünmeyen her noktaya girecekler. Bazısı da “âb-ı hayat” olmak üzere çeşitlenecek ve bu mükemmel inşâ edilmiş boru sisteminin içinde koşarak ilerleyecek, ulaştığı yerlere hayat taşıyacaktır. Anne rahminde bebeğin dolaşım sistemi, erişkininkinden farklı olarak temiz ve kirli kanın birbirine karışarak aktığı bir sistematik üzerine binâ edilmiştir. Normal insanda ciddi sıkıntılara sebep olacak bu durum, bebek için herhangi bir problem oluşturmamaktadır. Oksijen açısından zengin olan kanı, annenin dolaşımından emen bebek, kendi sistemindeki özel bağlantılar sayesinde bunu bütün vücuduna dağıtarak hücrelerini besler. Kendi içinde oluşan atık maddeleri de tekrar annenin dolaşımına temizlenmek üzere gönderir. Anne kalbi, hâmilelikte daha fazla yük altındadır. Bu yüklemeyi, hem kan yapımını hem de kalbinin çalışmasını artırarak karşılamaktadır. Evlâdı dünyaya geldiğinde gözünü kırpmadan onun için her türlü fedakârlığı yapacak olan annelerin “fedakârlık” ve “cömertliği” daha hâmilelikte başlamaktadır. Lâkin hiç kimsenin vücut sisteminin işleyişine müdâhalesi söz konusu değildir. Annelerin kalbine şefkati yerleştiren sonsuz kudret tarafından alınan mükemmel tedbirler sayesinde, hem içerdeki 40 hafta emniyetli bir şekilde tamamına erer, hem de doğumdan sonraki değişiklikler vakitlice devreye girer. YENİDOĞAN BEBEĞİN AĞLAMASINDAKİ HİKMET Bebeğin aktif çalışmaya başlayan ilk ve hayatî sisteminin dolaşım olduğunu zikretmiştik. Annenin kalbinden, vücuduna dağıtılan temiz kanın önemli bir kısmı rahme, bunun da % 85’i bebeğin eş’ine akmaktadır. Buradan bir damar aracılığı ile bebeğin göbek kordonundan giren temiz kanın bir kısmı karaciğere doğru yol alıp orayı sularken, mühim bir kısmı özel bir devre aracılığı ile kalbe yönlendirilir. Kalbin sağ tarafına gelen oksijen açısından zengin kan, kulakçıklar arasındaki boşluktan sol tarafa geçer. Doğumdan sonraki hayatta kulakçıklar arasında boşluk yoktur ve temiz kan, kirli kana karıştırılmamaktadır. Buradan karıncığa inerek bebeğin bütün sistemini beslemek üzere ana damar ile vücuda dağılır. Üst tarafa giden temiz kan, baş ile beraber vücudun üst kısmını; alt tarafa inen damar vasıtasıyla da karın boşluğundaki diğer organlar ile vücudun alt kısmını sulamış olur. Kalbin sağ kulakçığına gelerek karıncığa, oradan da akciğere giden temiz kan, sol tarafa döndüğünde bir miktar kirlenmiştir. Akciğere giren ve oksijen açısından zengin kanı taşıyan damar, bir köprü ile sol kalpten vücuda dağıtım yapacak olan ana damara bağlanır. Anne dolaşımından gelen oksijen açısından zengin kan, bu köprü ve bağlantılar sayesinde fazla kirlenmeden bebeğin vücudunu beslemektedir. Ancak bunlar temiz ve kirli kanın da zaman zaman birlikte akmasına sebep olurlar. Bebek, temiz kanı annenin dolaşımından aldığından, bu karışma herhangi bir sıkıntı oluşturmamaktadır. Burada akciğerler de anne dolaşımından beslenirler. Hâlbuki normal sistemde akciğerler; bütün vücut sisteminde kirlenerek gelen kanı atmosferden aldığı oksijen ile temizleyerek tekrar sisteme göndermektedir. Ve böyle bir sistemde en ufak bir karışma ciddî problemlere sebep olmaktadır. Anne rahmindeki bebekte, akciğerler, dolaşımı temizleyen bir organ gibi davranmadıklarından, kendilerine gelen kan akımının doğumdan sonraki hayatlarına nisbetle düşük tutulması gerekmektedir. Akciğer damarlarındaki basınç ayarlaması ile bu yüklemenin de tedbiri alınmıştır. Anne rahminde âciz bir şekilde hayatına devam eden bebeğin dolaşım sistemindeki bağlantıları ne anlatmaya, ne de anlamaya gücümüzün yetmeyeceği mâlumdur. Şartları farklı olan ortam için süresi belirlenmiş husûsî bir sistem inşâ edilmiştir. Mühim yerlere hayatî köprülerle bağlantılar kurulmuş, vakit tamam olduğunda bunlar ortadan kaldırılarak başka yapılara dönüştürülmek üzere kodlanmıştır. Dünya hayatı gibi, rahim içindeki hayat da geçicidir. Muayyen vakte hasredilmiş kompleks bir işleyiş, yerini hayatın idâmesi için yine karmaşık, lâkin mükemmel olan başka bir işleyişe terk edecektir. Üstelik bu sistemin yerini alması, bebeklerin ilk nefesi ve ağlaması ile gerçekleşecektir. Bebeğin sesi, çığlık olup annesinin kulaklarına ulaştığında, gönlündeki ferahlık tebessüm ile yüzüne yayılırken, bebekte de nice sistemi devreye sokmak için âdeta düğmeye basmış olacaktır. İşte bu yüzden bebeğin ağlaması hayattır. Ağlayarak nefes alırken, içinde kodlanmış sistemlerin şifreleri çözülür, kilitleri açılır. İçeride yaşamasını sağlayan nice bağlantı, burada hayatını tehlikeye sokacağı için birer birer kapatılır. Saatler ve günler içinde yeni hayatına mükemmel şekilde uyumu sağlanır. Öyle ki, devam eden açıklıklar için cerrahî müdâhaleler gereklidir. BEBEĞİN İLK AĞLAMASI İlk ağlama ve ardından uzun bir süre, “bebeklerin iletişim dili” hep ağlamaktır. Düğümleri çözen ilk ağlama; sonrasında bazen acıkıp susamanın, bazen altını ıslatmanın, bazen üşümenin ve kucaklanma arzusunun dile gelip yansımasıdır, anne kalbine... Vücut sistemindeki şifreleri çözen ağlamanın mânâsı sır değildir, annelere... Neye ihtiyacı varsa onu verirler bebeklerine; mûcizevî gıdası olan anne sütünü verirken hem karınlarını doyururlar; hem de şefkatle kucaklayıp bağırlarına basarken, ruhlarını… Sükûnete bürünür ana kucağında yavrular, emniyette hissederler; âcizâne sığındıkları yerde sevgi ile sarmalandıklarında, sessizce teslim olurlar anne yüreğine… “er-Rahîm” olanın emanet ettiği yerde olmanın huzuru ile cennet kokularını ikrâm ederler. Tıpkı yeni doğmuş âciz bir bebek gibi; hiçliğini bütün zerrelerinde hissederek, gönülden iştiyakla akıtılan gözyaşı; kilitli kalpleri açmaya namzet olur. Düğümler çözülmeye yol bulur. Günâhına mı ağlar kulu, af mı diler, bir şey mi talep eder? Yaratan Rabbi bilir onun şifresinin ne olduğunu; rahmet denizi dalgalanır da neye muhtaçsa onu gönderir kuluna; sarar-sarmalar onu… Cömertlik ve kereminden saçar üzerine; bin verir, bir dileyene… En emniyetli yerdedir kul; Rabbine teslim olduğunda… Seven gönle yaslanmış gibi ferahlatır; Allah için akıtılan gözyaşı, sadrı yıkar; dökülen damlalar, nefesi açar. Mü’min yüreğe ikram edilen duygular, müjdeler taşır “En Sevgili’nin fem-i saâdetinden” dökülen “Allah korkusuyla gözyaşı döken kişi, sağılmış süt memeye dönmedikçe Cehenneme girmez.” Tirmizî, Zühd, 8/2311 Ve hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyâmet gününde, gölgelenecek yedi kişiden biri olarak tebşir edilir; tenhâda Allâh’ı anıp gözyaşı döken kişi… Ey Rabbimiz! Bize rızân yolunda tüketeceğimiz bir ömür bahşeyleyip; her hâlimizi rızân ile te’lif eyle! Doğarken; içimizdeki nice şifreleri çözerek akan gözyaşlarından hisseler devşirebilmeyi ve hadîs-i şerîflerdeki müjdelere mazhar olabilecek kıvamda bir gönül ile gözyaşı dökebilmeyi nasip eyle… Ey Kerîm olan Allâh’ım! Âmîn. Kaynak Dr. Betül Nefise İnal, Şebnem Dergisi, Sayı 163 İslam ve İhsan Bebekler meme emerken genel olarak uykuya dalmaya ve rahatlamaya hazır konumdadır. Ancak bazı bebeklerde emme sırasında ağlama sorunu görülebilir. Bu durum da farklı nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. Emme sırasında ağlayan bebek yeterince beslenemez ve sağlık riski ortaya çıkabilir. Bu nedenle bebeğin emerken neden ağladığı tespit edilmelidir. Bebeklerin Emerken Ağlama Nedenleri Nelerdir? Bebekler ilk memeyi aldıklarında, bir süre süt gelmeyebilir. Bu daha çok annenin meme yapısı ve süt durumu ile ilgilidir. Bu durumda annenin meme ucunu sıkarak süt gelmesini sağlaması gerekir. Eğer süt yeterli miktarda değilse, sütün artmasını sağlayacak besinlerin tüketimine ağırlık verilmelidir. Emme esnasında bebeğin ağzına çok fazla süt gelmesi de bebeğin ağlamasına yol açabilmektedir. Bu durumda bebek düzgün şekilde yutkunamaz ve boğulacak gibi hissedebilir. Bu nedenle eğer süt miktarı çok fazla ise sağma pompaları ile sütün fazlası anne tarafından alınmalı ve bebek daha sonra emzirilmelidir. Bazı bebeklerde boğaz ve yutkunma fonksiyonları tam anlamıyla gelişmemiş durumda olabilmektedir. Buna ek olarak, boğaz ve kulak enfeksiyonları da bebeğin emme esnasında ağlamasına neden olan faktörler arasında yer almaktadır. Her ne kadar karnı aç olsa da uykusunu alamayan bir bebek, emme sırasında uyumak istediği için ağlayabilmektedir. Bunun yanı sıra, bebeklerde süt içme nedeniyle oluşan gazlar sıkıştığında da emme esnasında bebeğin ağlamasına sebep olabilmektedir. Bebek meme emerken duraksıyor, sırt ve ayakları kasılarak ağlıyorsa, karnı aç olduğu halde emmek istemiyor ve memeyi almamakta ısrar ediyor ise bebekte reflü meydana gelmiş olabilir. Bebek reflüsü dikkat edilmesi gereken, bebeğe ciddi anlamda rahatsızlık verebilen ve tedavisi elzem olan bir rahatsızlıktır. Bebek Reflüsü ve Tedavisi Bilindiği gibi midede yer alan asitlerin yemek borusundan yukarı doğru çıkması durumu reflü olarak isimlendirilmektedir. Bazı sindirim sistemi gelişmemiş bebeklerde de reflü sorunu ortaya çıkabilmektedir. Bebek reflüye sahip durumda ise beslenemez ve bu da gelişim aşamalarının yavaşlamasına, bozulmasına yol açabilir. Bebekte; Memeyi almama, alsa bile rahatça emememe, Emme sırasında ağlama, Kusma ve kustukça rahatlayarak emmeye devam etme gibi durumlar söz konusu ise bebek reflüsünden şüphelenmek gerekir. Bebek reflüsünde inek sütü kesinlikle kullanılmaz. Anne sütü dışındaki sütler reflünün artmasına ve bebeğe rahatsızlık vermesine neden olacaktır. Bunun yanı sıra emzirme pozisyonu da çok önemlidir. Yemek borusundan mide asidinin yükselmemesi için emzirme sırasında bebeğin dik ya da dike yakın konumda bulunması son derece önemlidir. Bebeğin emme sırasında ağlamaları devam ediyor ise en kısa sürede doktora gidilmeli ve bu durumun tedavisine başlanmalıdır. Açlığını, korkusunu, acısını, uyku ihtiyacını ve daha fazlasını sadece ağlayarak bize anlatmaya çalışan bebeklerimizin neden ağladığını bir çok zaman anlamakta güçlük çekeriz. Fakat aileler olarak bebeğimizin ne demek istediğini nasıl anlayacağız? Özellikle ilk günlerde neden ağladığı konusunda bir tahminde bulunmak zor olabilir. Sizin için en genel bebek ağlama nedenlerini bir araya getirdik. Eğer bebeğiniz ağlıyorsa ve nedenini hala bulamadıysanız, listemizi gözden geçirerek, işinize yarayacak bir fikir edinebilirsiniz; 1- Açlık,2- Kirli bebek bezi,3- Uyku ihtiyacı,4- Kucak isteği,5- Mide ağrısı,6- Çok sıcak veya çok soğuk,7- Gaz çıkartma isteği,8- Ufak ayrıntılar,9- Diş çıkartma,10- Daha az ilgi isteği,11- Daha fazla ilgi isteği,12- İyi hissetmeme, 1- Açlık Bu büyük ihtimalle bebeğiniz ağlamaya basladiginda, ilk aklınıza bebeğinizin aç olduğu gelecektir. Bebeğinizin açken nasil davranışlarda bulunduğunu öğrenerek, bebeğinizi ağlamaya başlamadan besleyebilirsiniz. Yeni doğanlar için bazı işaretler; telaş, şapırtı dudak yalama, elini ağzına götürme ve elinizi uzattığınızda, başını elinize doğru döndürerek yaklaştırması. 2- Kirli bebek bezi Bazı bebekler altını ıslattıklarında hemen belli ederken bazıları sıkılarak bir süre dayanabilirler. Bebeğiniz ağlamaya başladığında hemen kontrol etmekte fayda var. 3- Uyku İhtiyaci Bebeklerimiz ne kadar şanslı değil mi? Yoruldukları an her an her yerde uyuyabiliyorlar. Veya biz mi o şekilde düşünüyoruz? Aslında bebeğinizin uykuya dalmasi sizin düşündüğünüzden daha zor olabilir. Kafasını koyup hemen uyuyamaz ve ağlamaya başlayabilir, bu durum özellikle bebekler daha yorgun olduğunda gözlemlenir. Hasta Yorumu 5 haftalık kızımın ciddi bir sorunu olduğunu düşünerek doktorumuzu bir kaç kez rahatsız ettik. Bebeklerin gerçekten yorgun olduklarında ne kadar huysuz olduklarını okuduktan sonra esnemeye başlamasıyla, uykuya yatırmaya başladık. Takip eden günlerde çok daha az ağladı ve gaz çıkartma sorunları azaldı. 4- Kucak isteği, Bebekler sürekli kucakta olmak ister. Ebeveynlerin suratlarını görmeyi, seslerini duymayı, kalp atışlarını duymayı ve hatta onlara özel kokularini hissetmeyi severler. Bazen ağlayan bir bebek daha yakın kucaklanmak istiyor olabilir. Çok fazla kucakta tutarak bebeğimi kızdırır mıyım diye düşünüyorsanız, bu düşüncenizi rafa kaldırabilirsiniz. İlk aylar için bu mümkun değildir, hatta yorgun kollarınız için göğüs taşıma çantası almayı düşünebilirsiniz. 5- Mide ağrısı Mide ağrıları gaz ile birlikte bebeklerde çoğu zaman ağlamaya yol açar. Eğer bebeğiniz yemeğini yedikten sonra ağlamaya başlıyorsa bir çeşit mide ağrısı çekiyor olabilir. Bebeğiniz günde 3 saat süren ve haftada 3 gün tekrarlayan ağlama seanslarını tekrarlıyorsa mutlaka doktorunuza danışınız. Her yemek sonrasında tekrarlamayan durumlar genel olarak mide ağrısı olarak tanımlanmaz. Bu durumlar genelde gaz ağrısıdır, gaz ağrısı sadece bebeğiniz yemeğini yedikten hemen sonra değil bir süre sonra da ortaya çıkabilir. Bu durumlarda basit gaz çıkartma yöntemlerini uygulaybilirsiniz. 6- Çok sıcak veya çok soğuk, Bebeğinizin bezini değiştirirken veya poposunu ıslak mendil ile silerken bebeğiniz üşüyebilir ve ağlayarak tepki verebilir. Yeni doğan bebekler sarıp sarmalanmayı ve sıcak olmayı sever ama çok sıcak bebeğinizin ağlamasına yol açabilir. Kural olarak bebeğinize, sizin giymeniz gereken giysi uzerine ek bir kat giysi giydirmektir. Sıcak ve soğuk karşılaştırıldığında, bebekler soğuk nedeniyle çok fazla ağlarlar. Sıcak bir çok bebeği çok rahatsız etmez. 7- Gaz çıkartma isteği Geğirme ve gaz çıkartma isteği bebeklerde her zaman olmaz fakat beslenme sonrasında, bebeğinizin tek ihtiyaç duyduğu şey bir geğirik olabilir. Bebekler meme veya biberondan süt emerken hava yutarlar, bebeğiniz yuttuğu havayı çıkartamazsa rahatsızlık duyacaktır. 8- Ufak ayrıntılar Akla gelmeyen durumlardan biri, bebeğinizin saçı çok sıkı toplandığından kan akışını engelliyor olabilir. Bu, nedensiz yere ağlayan bebeklerde doktorların ilk kontrol ettikleri noktadır. Bunun yanında, bazı bebekler yünlü giysilere veya elbiselerin içerisinde bulunan etiketlere karşı bebeğiniz hassas olabilir. Bu durum bebeğinizin ağlamasına yol açıyor olabilir, bebeğinizin neden ağladığına anlam veremiyorsanız değişik bir elbise deneyebilirsiniz. 9- Diş çıkartma Bebeklerde diş çıkartma süreci çok acılı bir dönemdir, dişler, diş etlerini iterek ve keserek çıkar. Eğer bebeğiniz acı içinde gözüküyorsa ve siz buna anlam veremiyorsanız, elinizle diş etlerini hissetmeye çalışın. Eğer bir sertlik hissediyorsanız, bebeğiniz diş çıkartıyordur. Genelde, bebekler 4 – 7 aylar arasında diş çıkartırlar fakat daha erken görüldüğü durumlarda gözlemlenmektedir. 10- Daha az ilgi isteği, Bebeğiniz etrafındaki tüm olayları ve nesneleri inceleyerek sürekli yeni bilgiler öğrenir. Fakat bazen alışık olmadiği ses ve ışıkların olduğu bir ortamda elden ele dolaştığında, olup biteni işleyemeyebilir. Ağlamak bazen bebekler için “yeter” demektir. Bu gibi durumlarda ebeveyn kucağı veya bebeğin ilgisini daha sakin bir olaya çekmek bebeğinizi rahatlacaktır. 11- Daha fazla ilgi isteği, Bazı bebekler daha dışa dönuk ve etraflarındaki dünyayı keşfetmek için denemeye daha açık olabilir. Bu tarz bebekler genelde ilgilenebilecekleri bir olay veya nesne bulamadıklarında ağlamaya başlarlar. Bebeğinizi sürekli meşkul etmek sizin için yorucu olabilir. Bebeğinizin etrafi izlemesine olanak veren göğüse bağlanan taşıyıcılar veya sırt taşıma çantaları bebeğinizin sizi yormadan öğrenmesine yardımcı olacaktır. Diğer bebeklerle iletişim halinde olmak, hem bebeğinizi hem sizi rahatlatacaktır, Planlarınızı yaparken daha çok bebeğin olduğu yerleri tercih etmelisiniz. 12- İyi hissetmeme, Bebeğinizin temel ihtiyaçları karşılanmış ve rahat olmasına rağmen ağlıyorsa, ateşini ölçmelisiniz. Ateş hakkında Ateş Dost mu düşman mı? Yazımızı okuyabilirsiniz. Ateş bir çok hastalığın habercisidir, yüksek ateşte mutlaka doktorunuza danışınız. Bebeğiniz hasta iken, aç veya sinirli olduğu duruma gore daha farklı ağlar ve tepki gösterir. Bebeğiniz ağlıyorsa ve normalden farklı bir durum olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuzu aramakta tereddüt etmeyiniz. alıntıdır.... Bebekler neden ağlar, bebeğim sürekli ağlıyor susturmak için ne yapmalıyım diye merak eden anne ve babalar için bebekleri en çok ağlatan 11 neden ve yapmanız gerekenleri derledik. Unutmayın bebeğinizin ağlama nedeni bir sağlık sorunu olabileceği gibi dünyaya alışma çabası da olabilir. İşte bebekleri en çok ağlatan 11 neden. Bebekler dünyaya ağlayarak gelir. Doğumdan önce bebeğin akciğerlerinin görevini, göbek kordonu yoluyla anne üstlenir. Bebeğin doğduktan sonra göbek bağıyla olan bağlantısı kesilir. Bu olaydan sonra bebeğin kapalı olan akciğerleri açılmaya başlar. Bu ağrılı bir süreçtir. Yeni doğan bebeğin ilk solunum hareketiyle ağlamasının nedeni aslında çocuğun akciğerlerinin açılmasına bağlı duyduğu ağrıdır. Doğum anının akabinde pediatri uzmanları bebeklerin ilk muayenesini yaptıktan sonra, onları annelerinin göğsüne koyar ve ağlama kesilir. Bebekler doğum sonrasında pek çok nedene bağlı olarak ağlayabilir. Anne baba bebeklerini tanıdıkça bu sebepleri keşfedecektir. Bebek ve anne arasındaki bağ kuvvetlendikçe hangi tür ağlamanın ne anlama geldiği de anlaşılır hale ağlama sebepleri şöyle sıralanabilir Acıkınca ağlayabilir Özellikle yenidoğan döneminde bebekler her istediğinde emzirilmelidir. Beslenme sürecinin üzerinden 3 saat geçmişse, bebek uyandırılmalı ve süt verilmelidir. Anne ve bebek arasındaki en etkili iletişim emzirme yoluyla olur. Yani bebekler açlıklarını ağlayarak anlatır. Özellikle bebek, ilk aylarında midesi küçük olduğu ve sindirimi hızlı gerçekleştiği için çabuk acıkır. Çabuk acıktığı için de bunu ağlayarak belli eder. Ev sıcak gelebilir Bebeklerin küçük olduğu için çabuk üşüyecekleri düşünülmektedir. Bunun için yaz günlerinde camlar kapalı tutulur, kış günlerinde evin sıcaklığı artırılır. Bu minik bebekleri rahatsız edebilir; bu da onların ağlamasına sebep olabilir. Ortamın ısısının 21 ile 24 derecede tutulması bebeklerin sıcaktan sıkılmaması için uygundur. Kıyafetlerinden sıkılabilir Bebeklerin anne karnından çıktıktan sonra üşüyecekleri fikrinden yola çıkarak pek çok aile onları kalın ve sıkı giydirmek ister. Oysa kendi kıyafetinizden bir kat fazla giydirilmeleri yeterlidir. Çünkü kalın ve fazla giydirilen bebekler sıcakladıkları için rahatsız olup ağlayabilirler. Zamanında doğan bebeklerde ilk 10 gün, erken gelen bebeklerde ilk 15 gün başlık takılması yeterlidir. Bunun yanında ilk bir ay boyunca farklı olarak eldiven takılması uygundur. İlk bir aydan sonra eldiven kullanmaya gerek yoktur çünkü bebekler ellerine bakıp; ten teması kurmak isteyecektir. Bebekler çoğunlukla ağlar, ama bunun bir sebebi muhakkak vardır. Bazı çalışmalar bebeklerin üçüncü ayına kadar gün içinde yaklaşık olarak iki saat süreyle ağladıklarını göstermektedir. Her bebeğin farklı bir kişiliği vardır. Bazıları huzursuz ve sinirlenmeye müsait bir yapısı varken bazılarının ise sessiz ve sakin bir yapısı vardır. bebekler-aciktiginda-aglar Bebekler Acıktığında Ağlar Bebeğiniz ağlarken ağzını açıp kapatıyorsa ya da bir şey emer gibiyse ağlama sebebi büyük olasılıkla acıkmış olmasından başladığınızda susarsa, sebep budur fakat ağlaması devam edip emmeyi reddediyorsa diğer sebepleri göz önüne almalısınız. Bebeğiniz Rahatsız Hissettiğinde de Ağlar Rahatsızlık veren şeyler örneğin; bezi kakalı veya ıslak ya da hazımsızlık sorunu yaşıyor sıcak hissettiğinde ya da üşüdüğünde kıyafeti kaşındıran bir kıyafet olduğunda da kendini ağlayarak ifade eder. sizden-ilgi-bekliyor-olabilir Bebeğiniz Sizden İlgi Bekliyor Olabilir. Her insanın şefkate ihtiyacı vardır. Bu bebekler için daha çok geçerlidir. Sizin bir işiniz varken usluca yatıyor diye bırakırsanız belli bir süre sonra canı sıkılıp ağlamaya başlar. Bu da sizden ilgi ve şefkat istediğini gösterir. Uykusuz Bebekler de Ağlar Genel olarak 16 saat uyuması beklenen bebekler uyuyamadığında yorulur ve uyku ihtiyacı hisseder. Özellikle de kalabalık ve gürültülü bir ortamdaysanız, yorgunluğu artar ve uyuyamadığı için ağlamaya başlayabilir. bebeginiz-agladiginda-yapmaniz-gerekenler Bebeğiniz Ağladığında Yapmanız Gerekenler; İlk olarak bezini kontrol edebilirsiniz, kaka veya ıslaklık varsa değiştirdiğinizde bebeğiniz da kendilerini ifade edemedikleri için şiddetle ağlarlar, bu durumda emmesini sağlayın. Çünkü emmek bebeğin nabzını düzenler ve mide kaslarını olabilir; gazını çıkarmak için sırtını sakince sevmeniz yardımcı bezi temiz ve hazımsızlık sorunu yoksa kucağınıza alıp sakin bir ses tonuyla konuşmanız da ağlamasını kucağınızda yavaş yavaş sallarsanız eğer kendini anne karnındaki gibi güvende hisseder ve rahatlar. Bebeğinizin ağlaması size o an için zaman durmuş ve sürekli ağlayacakmış gibi hissettirebilir fakat bebeğin ağlamasından doğal bir şey yoktur. Siz sakin kalarak yukarıda bahsettiğimiz yöntemleri uygulayabilirsiniz. Buna rağmen ağlaması geçmiyorsa içinizi rahatlatmak amacıyla doktora gidebilirsiniz.

bebekler bezini değiştirirken neden ağlar