🎇 Yazarlar Kitap Imzalarken Ne Yazar
Kitap Çok Satan Kitaplar. Yeni Çıkan Kitaplar. Yazar Indeksi: 0-9 A B C Yazarlar Ne Okuyor? Ne Okusam? Kelepir Kitaplar;
5Zd8. MARMARİS 2. KİTAP GÜNLERİNE HAZIRLANIYOR İlki geçen yıl okurlarla buluşan Marmaris Kitap Günleri’nin ikincisi 20 Haziran-10 Temmuz tarihleri arasında Saman İskelesi’nde düzenlenecek. Bu yılki etkinliğe 18 yazar, 50 yayınevi katılacak. Marmaris Belediyesi, Marmaris Kitap Günleri’nin gerçekleştirecek. 20 Haziran – 10 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek etkinlikte birçok ünlü yazar, söyleşi ve imza günleriyle okurlarıyla buluşacak. İmza günleri ve söyleşiler 24 Haziran Cuma günü Timur Soykan ile başlayacak. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Saman İskelesi’nde düzenlenecek etkinlikte Barış Yarkadaş, Ersin Eroğlu, Caner Taşpınar, Şükrü Erbaş, Saygı Öztürk, Emrah Doğru, Ahmet Yavuz, Erhan Merdanoğulları, Yusuf Samet Çakır, Ali Mahir Başarır, Hilal Kahraman, Nasuh Mahruki, Sunay Akın, Ayten Ocak Kalınsaz, Neslişah Çetinkaya, Nurgül Kumbaroğlu ve Birsen Ekim Özen kitaplarını okurları için imzalarken, söyleşiler de gerçekleştirecek. Sevdikleri yazarları yakından tanıma ve söyleşisine katılma fırsatı yakalayacak okurlar, kitap evlerinin stantlarından kitap satın alma olanağı da bulacak. Kitap günleri bayramın 2. günü sona erecek. 1 1Marmaris 2. Kitap Günleri’ne hazırlanıyorMarmaris 2. Kitap Günleri’ne hazırlanıyor
KADIKÖY VE ÜSKÜDARLI YAZARLAR KİTAPLARINI İMZALADI Kadıköylü yazarlar Meral Kurulay ve Zeynep Kasap ile Üsküdarlı yazar Kerime Ural Cengiz, 23 Ağustos günü, “Cumba’dan Kadınlar Kalemleriyle Doğuyor” başlıklı etkinlikte kitaplarını imzaladı. Cumba Kültür Sanat Platformu tarafından Üsküdar’da, Hanımeli Kafe’de düzenlenen etkinlikte kitap severler, yazarları yalnız bırakmadı. İmza gününde Meral Kurulay, “Bana Hikaye Anlatma”; Kerime Ural Cengiz, “Toprağın Elleri” ve Zeynep Kasap, “Mut” başlıklı kitabını imzalarken, okurlarıyla sohbet etti; soruları yanıtladı. Etkinlikte, Kirpi Edebiyat Dergisi yayın yönetmeni Mehmet Özgür Ersan, anılan derginin editörlerinden Funda Ergenekon ve Cumba Kültür Sanat Platformu kurucusu Deniz Kaptan hazır bulundu. Kitap ile kahvenin buluştuğu samimi bir ortamda geçen etkinlikte ayrıca, şiirler okundu. Yazarların, etkinlikle ilgili olarak yaptıkları ortak açıklama ise şöyle “Amacımız kitaplarımızı bir araya getirip yeni bir söz söylemek. Ayrıca, pandemi nedeniyle bunalmış olan okurlarımıza nefes aldırmak. Güzel ve anlamlı bir buluşma oldu. Yanımızda olan ve etkinliğimize destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Kadınlar yazacak, kadınlar çoğalacak ve dünya güzelleşecek. Sanat varsa, hayat vardır!” Etkinliği düzenleyen Cumba Kültür Sanat Platformu, Üsküdar’da faaliyet göstermekte olup, bünyesinde çoğunluğu ev kadınlarından oluşan tiyatro topluluğu bulunuyor. Haber Ahmet Zeki Yeşil Galeri 📆 24 Ağustos 2020 Pazartesi 1552 💬 0 yorum ⎙ Yazdır
genel olarak uzun bir kuyruk beklenerek, o kuyruğun sonundaki yazar/şair'den kitabınızın imzalanmasını talep etme işi... bu kitapların manevi değerleri yanında maddi değeri de artacaktır, torunlarınız zengin olur belki de...özel olarak evinize gelen eşden/dosttan kütüphanenizdeki kitaplarınızın birisini imzalamalarını talep etme işi... bu kitapların ise sadece manevi değerleri artacaktır, torunlarınıza faydası olacağını sanmıyorum...her iki durumda da imza atılan kitap ayırdedici bir özelliğe sahip olur; kütüphanenizden birisi kitabınızı istediğinde o kitabın sizin için değerli olduğunu veya en azından size hatıra olduğunu belirterek sürekli aynı kitapları yeniden almak derdinden kurtulabilirsiniz ki az şey değildir bu. işte bu yüzden, sırf bu yüzden işte her sevdiğinizden bir imza alın; kütüphanenizi koruyun, kurda kuşa yem etmeyin; imzalı kitaplarınıza bakıp geç/me/mişi hatırlayın...bkz imzalı kitap koleksiyonubkz imza günü yanlış düşünüyor olabilirim ama bana biraz mantıksız gelen bir aktivite. kitap fuarı olsun, çeşitli imza günleri olsun, yazarlar hayranlarıyla buluşup kitap imzalıyor. diyelim 1000 kişi gelmiş, hemen hemen hepsinin kitabının içine aynı şeyleri yazıp imzalıyor. bi' anlamı yok ki bana göre, torunlarıma gösterdiğime değmez. yazar evime misafirliğe gelir, çayın yanına hanımeller koyup ikram ederim, araya da kitabı sıkıştırıp imzalatırım, o zaman anlamlı olur. ondan sonra gelsin anılar;-bi'gün yine tevfikle içiyoruz...+hangi tevfik-bizim tefo ya, neyzen tefo, biz aramızda tefo deriz ona. anı değeri taşır. yazarının eli sahiden değimiştir o kitaba. elimde 3-5 tane imzalı kitap var. bir de imzalatamadığım, imzalatmayı istediğim, sahaflardan kitabını bulup, yazarı bu dünyadan göçüp gitti diye imzalatamadığım bir kitabım var.bkz ibrahim açanbkz burada hukuk geçmez yazı yazmak kadar olmasa da saçma bi iş.. öncelikle kitaplarımızı karalamamalı ve karalatmamalıyız.. ikinci ve daha önemsiz olanı ise.. o imza ne işe yarar arkadaşım.. nedir yani.. - hacabi.. sen bunları yazmışsın etmişsin çok güzel bravo da.. bunun altına imzanı atar mısın.. yoksa yarın bi gün biri eleştirse mesela.. valla ben yazmadım deyip inkar edecek tabiatta bi insan mısın.. demek gibi olmuyor mu biraz.. cevabınız "evet aynen odur" ise tarayıcınızdaki bu sekmeyi kapatın.. cevabınız "hayır canım nalakası var" ise okumaya bir alt satırdan devam ediniz.. nası nalakası var lan.. bal gibi de o demek işte.. yoksa neden imzalasın kitabı.. güzel türkçemizde altına imzamı atarım diye bi deyim var.. yok mu.. ben mi uyduruyorum bunları.. sen bana yalancı pezevenk mi dedin.. bak gelmiyim oraya çok fena yaparım.. laaağyn.. bu atarlanmam karşısındaki tepkiniz "tamam abi büyüksün ben ettim sen etme" ise tarayıcınızdaki bu sekmeyi kapatın.. tepkiniz "hayır canım nalakası var" ise okumaya bir alt satırdan devam ediniz.. eaaa ama sıktın ama sen de ama.. git kardeşim gece gece senle mi uyğraşıcam.. bi git.. bi defol.. git kime neyini imzalatıyosan imzalat.. bana ne lan.. bir nevi televizyondan selam yollamaktır veya televizyondakinden selam ezik bir surat ifadesiyle sevilen yazara 'ben sizi çok seviyorum' demeye çalışmak ama heyecandan 'ben, imza, geldim' diyerek yanından ayrılmak. gelecege kalacak cok tatli bir ilk kitabimi 9 yasinda imzalatmistim. muzaffer izgu gelmisti sehrimize, ablam da elimden tutup goturmustu eve gittigimde kitaplikta gordum de, o gune goturdu heyecanlanmistim. zira imzalattigim kitap ayni zamanda satin aldigim ilk kitapti. bkz anneannem askere gidiyor hayatımda iki kez yaptığım eylem biri soner yalçın ile diğeride mehmet ali birand iledir. lisede edebiyat hocasının cebren ve hile ile gerçekleştirdiği eylemdir. bahsi geçen hocamız hikaye, deneme ve şiirlerinin yer aldığı bir kitap yazar. tabi bu kitabı tüm sınıfa yoklama listesindeki sıra ile satar. ardından da lütfederek, tek tek yanına çağırarak kitapları imzalar. çocukluk, kimsenin gıkı çıkmadan tıpış tıpış almıştık kitabı. hani bazı insanlar kitap aldıklarında hemen isimlerini ve o günün tarihini onu anlamadım bugüne kitaplara ismimi yazmak hiç aklıma gelmedi mesela. aldığım kitabı imzalatmak da hiç aklıma gelmedi. imzalatsam da, kitap benim için daha değerli bir hale gelmezdi. o kitabı daha iyi anlamama,daha severek okumama vesile ya da imzasız. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
buradaki bazı yazarların kitaplarının olması Yine yeni yeniden gülümseten ola ki doğruluk payı varsa bilmek ve kitabını okumak yazmayı planlayan biri olarak katkı sağlayacak bir durum olur sıkı bir okuyucu ve sözlük yazari olmaya devam. kısa yol 1221 Mrs Bahar beğendim 1 şikayetçiyim hayal gücü kuvvetli olan yazar kişinin düşüncesidir zannımca. kitabı olan bir yazarın burada bizlerle yarışması çok da mantıklı böyle bir durum var ise bilmemiz ve desteklememiz gerekendir. bir imzalı kitabını göndermesi dilenendir. kısa yol 1225 yaralı-bir-öykü beğendim şikayetçiyim Burada Yazdıklarını değerlendirip kitaplaştırdıktan sonra bir Yayınevi ile anlaşıP kitabının dağıtımını yapmasına rağmen bunu bizden gizleyen bestseller yazar olması muhtemel durumdur. YadaaaaBenim tek kitaplarım satın aldığım kitaplardır onları da buradan kazandığım hediye çekleri ile aldım diyen yazar tutumu da olabilir. kısa yol 1226 science63 beğendim şikayetçiyim Artist ne gezer pazarda sözünü aklima getiren öyle yetenekli bir yazar bize 'ceee' desin. kısa yol 2246 Sosona beğendim şikayetçiyim Ceee diyecegim bir gün dedigim başlık beğendim 1 şikayetçiyim İnşallah bir gün hep birlikte ceee deriz dediğim başlık. beğendim 1 şikayetçiyim çaylak, yazar ve kitap yazarı şeklinde olacak dediğim kısa yol 2327 QveA beğendim şikayetçiyim hayaller ve gerçekler dediğim adıma tabiki. beğendim şikayetçiyim şaşılacak bir gerçeklik değildir. ne kitaplar gördük yazarları yoktular..uhrevi olarakburadaki yetenekli arkadaşların bir kitabı olmuş çok mu.. örneğin, ben deniz, 'sözlükte vahdet-i vücud, panteizm ve niksel fenomenyanın sonu' adlı denememi yayına hazırlamaktayım.. kısa yol 2236 nargiileventolin beğendim 4 şikayetçiyim Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.
Deniz İNCEOĞLUOluşturulma Tarihi Aralık 01, 2012 0000Diyelim ki, aklınızdaki fikri kitaba dönüştürmek istiyorsunuz. Ama nereden başlayacağınızı, taslağı nasıl oluşturacağınızı bilmiyorsunuz. Yazar Karen Wiesner’in First Draft in 30 Days 30 Günde İlk Taslak’ adlı rehber kitabından esinlenerek, işin erbabı yazarlarımıza kitap yazma taktiklerini sorduk...İnci Aralİlk 30 sayfa önemliŞiir, öykü ya da roman yazmak isteyenler öncelikle çeşitli sanal ya da baskı dergilere üye olmalı. Edebiyat gruplarıyla takılmalı. Bu, işin sosyalleşme, adını camiaya az çok da olsa duyurmanın yolu. Ama tabii ki, kitabı yazma kısmı çok göreceli...Ben, öncelikle fikri kafamda tasarlar sonra notlar almaya başlayıp üzerine yoğunlaşırım. Bu yoğunlaşma, tabii ki bazen yıllar sürebilir. Kafamda her şeyi tasarlarken anlatacağım konu üzerine kitaplar okurum. Hem tekrara düşmemek için hem de anlatılmış şeyi ben nasıl anlatırım’ diye bakabilmek adına... Bu sırada kendi sesimi bulmaya çalışırım. Ardından yapıyı oluşturur ve kendime sorarım; “ne anlatmak istiyorum” diye. Cevap bulamadıkça süreç uzar. Ve cevabım, her zaman tek cümle olur. Böylece konuya kuşbakışı bakarım. Örneğin Safran Sarı’ romanımda cevabım gelecek perspektifinin kaybolmuş olması’yla ilgili bir cümleydi. Ardından yol haritamı çıkarırım; zaman, mekân ve kişiler oluşur. Ve temel atma kısmı, yani ilk sayfaları yazmak gelir. İlk 30 sayfa çok önemlidir. Romanın tüm verileri ortaya çıkar. Aynı metni 30 kez yazdığım olmuştur. Sonrasıysa, temeller iyi atıldığı için çözülüp GülsoyEli boş dönmekten korkmayın30 günde ya da 3 saatte bir romanın ilk taslağını yazmak kulağa ilginç bir yazı deneyi gibi geliyor. Farklı yazma süreçlerinin hepsinin de denenebileceğine inanıyorum. Edebiyat tarihinde kendine özgü bir yeri olan Beat yazarları geliyor aklıma örneğin. Uyarıcı maddeler kullanarak hiç uyumadan günlerce yazan mı istersiniz, yoksa daktilosuna bir rulo kağıt takıp elinden geldiğince hızlı, tuşları dövenleri mi? OULIPO’culara ne demeli peki? Bir çanağın içinden şans eseri çektikleri cümlecikleri arka arkaya dizerek şiir yazmak gibi aklın sınırlarını zorlayan arayışları var. Herkesin faklı bir biçimi yazma sürecim uzun bir ön çalışmayla başlıyor. En çok zevk aldığım kısım da budur aslında. Yazacağım romanla ilgili bilgi toplamak, hayal kurmak, planlar yapmak, farklı olay örgüleri düşünmek, karakterler hakkında notlar almak... Ardından tüm bu hazırlıkların tamamlandığına kani olup yola çıkarım. Bu da duruma göre bir yılı bulan bir süreç. Belki ilk taslak diyebileceğim kısım ilk üç-dört ay içinde tamamlanıyor ama birbirinin içinde eriyen durumlar olduğu için sınır çizgisi çizmek zor. Kimi zaman da o uzun yolculuktan eli boş dönersiniz. Yani yazdıklarınızı beğenmezsiniz, çekmecenin en dibine fırlatır atarsınız. Her ne olursa olsun, yazı alışkanlıklarını da arada sırada değiştirmekte yarar var. Alışkanlıklar çalışkanlığınızı garantiler ama yaratıcılığı da ufak ufak kemirir. Farklı arayışlara açık olmayı KürHayata itirazınız olmalı* Herhangi bir öyküye şiir ve deneme dışındaki tüm edebiyat eserlerine başlarken fikirden değil, insan ya da olaydan yola çıkmalısınız. Fikirden yola çıkarsanız kurur kalırsınız. Eseri bitirseniz bile hayatiyeti eksik kalır.* Yaşadıklarınızdan elbette esinleneceksiniz ama yaşadıklarınızı olduğu gibi kaleme alırsanız bu, edebiyat olmaz. Yaşanan olaylar hayal gücünün süzgecinden geçirilerek dönüştürülmelidir. Bunlara anlam yüklenmelidir. Yaşamla edebiyatın en önemli farkı, ikincisinin anlamlı olması zorunluluğudur.* Edebiyatçı olacaksanız, hayata bir itirazınız olmalı. Bir şeylere karşı çıkıyor olmalısınız. Hayatla ve çevrenizle barışıksanız ve kaleminiz iyiyse, reklam ya da dizi yazarı olarak çok para kazanabilirsiniz ama, edebiyatçı olamazsınız.* Hepsinden önemlisi, yazmaya niyet bile etmeden önce çok çok çok’ okumalısınız. Popüler kitaplar değil, edebiyatın başyapıtları bol bol okunmalı. Ahmet ÜmitCesur olmak şart* Edebiyat dünyasına kalıcı bir eser bırakmak için özgün, biricik olmak şart. Bunun birkaç yolu var. Öncelikle, bakış açınızın çok gelişmiş olması lazım. Sizden önceki bütün literatürü bilmeniz şart. Yoksa, Amerika’yı yeniden keşfedersiniz. İkincisi, çok cesur olmak lazım. Farklı şeyler her zaman saldırıya maruz kalabilir. Mesela ben, 96’da Sis ve Gece’yi yazdığımda ilginin yanı sıra tepki de gördü. Polisiyeyi edebiyat olarak yazacağım dediğimde çok tepki aldım. Bunlardan asla yılmayacaksınız, inandığınız şey için kararlılıkla yürümeniz gerekir. Örneğin Picasso, klasik resimler yapamaz mıydı? Ama yapmadı. Kendi tarzını yarattı. Dışlansa da 20. yüzyılın en büyük ressamı oldu. * Yazarlar farklı yöntemlerle çalışabilir. Benim, önce fikir gelir aklıma. Örneğin Sultanı Öldürmek’ adlı son romanımdan yola çıkalım... Fatih Sultan Mehmet var eserde ve ben onun hakkında uzman değilim. Hakkında yazılmış tüm kitapları okudum. Bu da neredeyse bir yıllık bir araştırma süreci demek. Eser Edirne, Bursa ve İstanbul’da geçiyor. O şehirleri gezerim. Tüm detayları incelerim. Notlar tutar, fotoğraf ve film çeker, insanlarla röportajlar yaparım. Bu sırada kurguyu da oluştururum. Yazma süreci de en az bir yıl sürer.* Eğer yazarken takılırsam bırakırım. Sosyalleşirim. Zorlamam. Eğer yine devam edemiyorsam, sıkıntı var demektir. Kurguda değişiklik yaparım. Başlarda hayatı es geçmem. Sadece sonlara doğru kendimi kitaba çok kaptırırım.* Başlangıç zordur. Üslup belirlenmeli. Dili oturtmak için karakteri ya da hikâyeyi çok iyi hissederseniz, zaten her şey gözünüzün önünde canlanır. Sahnenin ruhunu hissederim ve zaten o zamanda dil kendiliğinden ortaya çıkar.* Final de çok önemli. Roman bittiğinde uzanırım ve eşim kitabı sesli olarak okur. Dinleyince yanlışlar ve dildeki akıcılık daha iyi KoçHep Yalan! 30 gün çok! İlk taslak 10 günde, son taslak 15 günde bitmeli ve 26. günün sabahı roman, mevsimin yeni bestseller adayı olarak yayıncıya teslim edilmeli. Romanın matbaadan geleceği 15 gün içinde de yazar hangi konularda ilgi, hatta tercihen tepki çekecek, mümkünse azıcık da başını derde sokacak açıklamalar yapması gerektiğini düşünerek kendini romanın çıkışına hazırlamalı. Her şey beklendiği gibi giderse 40-50 günde elimizde yeni bestseller’ adayı olur. Oluyor yani, görüyoruz!Bu habere konu olan kitabı bildiğimden değil, bu türü bildiğimden söylüyorum. 30 günde roman yazma ya da 10 günde her şeyi yiyerek 20 kilo verme, aynı şey. İnsan inanabilir. Hepimizin zaafları var ve imkansız şeylere inanabiliriz. Bunu anlarım. Ama bu tuzağı hazırlayanları hoş göremem. Türkler de bu işe girdi ülkede romanlar artık para ediyor ya.Gelelim yazmayı öğrenmeye, öğretmeye. Kendini kanıtlamış yazar, gençlerin “nasıl yazılır” sorusuna nezaket gereği cevap verir. Birçok büyük yazar eleştiri, inceleme yazısı yazmıştır. Ama bildiğim hiçbir ciddi yazar “nasıl yazılır” konusunda bir şey yazmamıştır. Çünkü bunun dile getirilebilir bir yöntemi olmadığını bilir. Dile getirilmiş ve unutulmaz olanlar sanatsal ahlaka ilişkindir. Henry James’in söylediği söz en büyük öğüttür “Edebiyat ciddiye alınmak istiyorsa önce kendini ciddiye almak zorundadır.”Bu işin, yazarın kendi kendine keşfettiği ve kişiselleştirdiği bir yolu bile olduğuna inanmıyorum. Üslup ve kişisel nitelikler bir yana, yazar aynı yolu izlerse tekrara düşer. Kendini bilen her yazar malzemesinin sesini dinleyerek devam eder. Taslak denen şeye inanmayın. Ancak dizi film yazarları taslak peşindedir. Ciddi yazarın gözü kulağı yarattığı orijinal durum ve karakterin kendi özgür gelişimlerindedir. Olaylar karakterler tarafından yaşanmaya başlanmadan neyin nasıl olacağı belli olamaz. Çünkü hiçbir düşünce taslağı, düşüncenin kendisinden daha büyük değildir. Bunu kısaca kendimden bahsetmek için söyledim, yoksa yakındığım türden yol göstericilere benzemek istediğimden değil. Her yazarın yöntemi, alışkanlığı elbette farklıdır. Ama ortak olan şey, bunun zaman içinde, kişisel mücadele yoluyla, sessiz bir inatla, yazılmış tüm iyi romanları tekrar tekrar okuyarak, yazıp yazıp çöpe atarak, vazgeçmeyerek, kendini az beğenip ama bir gün çok beğenmeyi istemesidir.30 Günde İlk Taslak’ kitabı neler öneriyor?Yazar Karen Wiesner’in First Draft in 30 Days 30 Günde İlk Taslak’ kitabının yazacağınız eserin bir enstantenesini oluşturduğunu unutmamak gerek. İlk tavsiyesi büyük bir beyin fırtınası’ yapmanız. Ve bakın, hikâyenizi oluşturmak için kafanızı toparlayamadığınızda neler yapmanızı öneriyor * Aklınızdaki konularla ilgili kitaplar okuyun ya da filmler izleyin. * Hikâyenizin içindeki bölümleri anlattığını düşündüğünüz bir müzik listesi yapın. Bu listedeki şarkıyı herhangi bir yerde duyduğunuzda aklınızda yeni fikirler dolanabilir.* Alışverişe gidin. Ana karakterinizin seveceği bir şeyler alın.* Evden çıkın ve herhangi bir yerde insanları izleyin. Karakterinizin parçalarını oluşturun.* Hikâyenizi birilerine anlatın. Bu, sadece yeni fikirler oluşturmayı değil, hikâyedeki zayıf noktaları da görmenizi taslak oluşumu1-6. Gün Karakterler, plan ve kurguİşe, fikrinizi benimseyerek başlayın. Kendinize konuyla ilgili ne kadar derine inebileceğinizi sorun, cevapları not edin. Karakterler üzerinde yoğunlaşın. Hepsinin kendine özgü kimlikleri olması gerek, unutmayın. Aralarındaki bağı sağlam tutun. Her gün düşündüklerinizi not Gün AraştırmaAraştırmadaki amaç, konuyla ilgili daha sağlam bilgilere ulaşmak, kişilerle görüşme yapıp diyalogları kaydetmek. Bunlar kitabı yazarken size çok yardımcı olacak, en önemlisiyse güven Gün Hikâyenin gelişimiKitabın iskeletini sağlamlaştırın. Kitabınızı giriş’, gelişme’ ve son’ olarak ayırın. Giriş bölümünde karakterlerinizi tanıtmayı ve en önemlisi de kurduğunuz cümlelerde gizem yaratmayı ihmal etmeyin. Gelişmedeyse çelişkiler ağını detaylandırın. Son’da tüm çelişki ve gizemli karakterlerin çözülmesi gerekiyor. 16-24. Gün Bir araya getirmeTaslağı oluşturmayı bir yapboz gibi düşünün, tek farkı parçaları siz üretiyorsunuz. Şimdiye kadar pek çok fikri ve hikâyeyi kağıtlara yazdınız. Şimdi onları birleştirme zamanı. 25-28. Gün Güçlendirme zamanıBir araya getirdiğiniz kaba taslağı iyice kontrol edin. Hikâyedeki akışta herhangi bir problem olup olmadığı önemli. Cevapsız kalan sorulara dikkat edin. Karakterlerin hikâyeye doğru zamanda dahil olup olmadığı önemli. 29-30. Gün Son kontrolÖncelikle yaptığınız araştırmalardan aktardığınız bilgilerin doğruluğunu kontrol edin. Cümleleri güçlendirin. Bölümler doğru ayrılmış mı, kontrol edin. Bitirdiğiniz taslağı kitap haline getirmek için başına oturmadan önce mutlaka birkaç hafta dinlenin ve taslaktan uzak durun!
yazarlar kitap imzalarken ne yazar