🥎 Bebekler Kırkından Sonra Değişir Mi

Bebekler Neden Kilo Kaybeder Bütün bebekler doğumdan sonraki ilk günlerde yüzde 5-10 oranında kilo kaybeder. Doğum kilolarına ise yaklaşık 10 gün içinde ulaşır. Doğumdan sonra bebeğimize hemen kız mı erkek mi diye bakarız. Ardından eline ayağına döner tek tek parmaklarını sayarız. Rest at the end not in the middle. Android ve iOS için Biyometrik Bebek Fotoğrafı. Uygulamamızı Android ve iOS destekli her cihazınıza Google Play Store ’dan ve App Store ’dan indirebilirsiniz ve kameranızla bebeğinizin fotoğrafını çekip yükleyebilirsiniz. Bebekle fotoğraf stüdyosuna gitmektense kendi evinizde bebeğinizi giydirip hazırlayıp fotoğrafını Dijitalsu deposu kontrolü, ayarlanabilir 3 farklı su seviyesi ayarıAhşap ve fayans yüzeylerinize iyi bakın. 200 ml'lik elektronik kontrollü su deposu, su akışını etkin bir şekilde kontrol etmek, sızıntıyı önlemek ve ahşap ile fayans. yüzeylerinizi hasardan korumak için 3 farklı su seviyesi ayarıyla donatılmıştır DrTurgut Aydına ulaşmak isterseniz ;http://www.cocukistiyorum.com/dr-turgut-aydin-danisma-formu.htmlKadınlarda yumurta kaybı hangi yaştan sonra tehlike yara Sezaryen. Sezaryen mi? Normal doğum mu? Anne ve baba adaylarının gebelik boyunca en çok düşünüp karar vermekte zorlandığı konu doğum şeklidir.Çoğunlukla çiftler yakın çevrelerinin etkisi altına girmekte yada yanlış bilgilere ulaşabilmektedirler. Hangierkekler kırkından sonra azarlar. Hep duyarız ya kırkından sonra azdı, bunla ilgili benim bir araştırmam var diyebilir ve kendimce de bir sonuca vardım sizinle paylaşmak istiyorum. Aslında bu başlığım aylar önce yazılmış taslak ol.. 3416 kez okundu rmPix. Günümüzde, evlilik ve eş ilişkisi gibi konular ve sorunlar hayatımızın büyük bir alanını oluşturmaktadır. Stres faktörlerinin çoğalması, şehir hayatı ve yaşamsal döngüler evlilik ile ilgili düşüncelerimizi, evlilikle ilgili ilişkimizi ve bakış açımızı ve evliliği sürdürebilmek gibi iki büyük konu da bütün bu stres faktörlerinin içinde yer almaktadır. Evliliğe adım atan genç çiftler, evlenmeden önceki yakınlaşma evresini, nişan dönemini sıklıkla yad eder ve o günlerin tekrar başa dönmesini isterler. Eşler için bu durumu arzulamak kaçınılmazdır. Eşlerin yeni tanıştığı dönemde birbirlerine olan davranışları, konuşmaları, iletişim kurma şekilleri; her ilişkinin kendine has gelişmektedir. Fakat çoğunlukla eş ilişkilerinde, yeni evli çiftlerde ilk tanışılan evreye dönme arzusu; evliliğe alışma sürecinde “zorlanma” şeklinde ortaya ilk dönemleri yani flört dediğimiz, yeni tanışma evresi sözlenme, nişan ve evliliğin ilk dönemlerini kapsamaktadır. Bu dönem halk arasında ”cicim ayları” olarak isimlendirilmektedir. İlişkiler bu dönemde henüz birincil değildir. İlişkiler bu dönemde ikincil döneminde, kişiler birbirini tanıma döneminde oldukları için, ilşkilerini yanlış anlaşılmama ve birbirilerini kırmama veya kırıcı davranışlardan uzak durarak davranışlarını döneminde oluşabilecek sorunlar genel itibari ile kişilerin birbirini tanımak istemeyişindendir. Bu dönemde çiftler birbirlerine kendi atfettikleri düşünce kalıpları ile ya çok yakınlaşma ya da tamamen uzaklaşma ilişkisinin başlaması neticesinde, flört dönemi sona erer. Evlilik ile birlikte, ilşkileri birincil seviyede yaşanır. Eşler olduğu gibi davranmak durumundadır. Evlilik öncesinde gelişen özen ve birbirini incitmeme hali devam sonrasında eşlerin birbirine karşı özensiz davranmaları “evliliğin aşkı öldürdüğü, evliliğin eşleri değiştirdiği” gibi söylemleri döneminde eşler sadece ilşkilerine ve ilişkilerinin daha güzel, mutlu, neşeli geçmesine odaklanmaktadır. Fakat evlilik evresinde çiftler hayata dair sorumluluklar ev idaresi, ev işleri, ebeveyn olmak gibi sorumluluk almak gibi hayata dair ve hayata temas eden durumlara da odaklanmak sonrası çiftlerin hayatın dair sorumluluk alanlarını geniş tutması, eşlerin birbirine özen göstermesine engel değildir. Sorumlulukların paylaşılması ve bir harmoni içerisinde bu sorumlulkların yerine getirilmesi; evlilik sonrası ilişkileri olumlu yönde etkilemektedir. “Kırkından sonra azanı teneşir paklar’ diyorlar hocam. Doğru mu?” diye sordu biri. Kalabalık bir ortamda kızlı-erkekli ya da başka bir deyişle, kadınlı-adamlı oturuyoruz. Bir an için kendimi programda ‘Çift cinsiyetli biri öldüğünde cenaze namazı nasıl kılınacak?’ sorusu ile karşılaşan Nihat Hatipoğlu hoca gibi hissettim. Evelemek gevelemek, ‘Bunun cevabını bilmiyorum’ demek, ortamdaki insanların gözündeki ‘Hoca’ imajını yıkabilirdi. Aklıma ilk gelen cevabı söyledim. ‘Erkekler başkasına gitmesin, oturdukları yerde otursunlar’ diye isteyen kadınların çıkardığı bir söz bu bence’ dedim. Ortamda erkekler daha çok olduğundan attıkları gürültülü kahkaha ve ‘Hocam valla da doğru diyorsun’, ‘Bende aynı şeyi düşünmüştüm’ , ‘Ne güzel söyledin be Hocam” ağzına sağlık’ sesleri ile bir soruyu tam ve doğru cevaplamış olmanın haleti ruhiyesi ile yaslanıp çayımı höpürdettim. Ancak soruyu soran belli ki beni zorlamak niyetindeydi ‘Peki nedeni ne hocam? Neden kırk yaş?’ diye devam etti. “Çokça sebepleri var. Başlıca şöyle sıralayabilirim deyip madde madde geçtim. - Gençlik döneminde o sınav senin bu sınav benim koşturup o dönemi ıskaladıysa. - Arzuladığı, istediği gibi yaşamadıysa. - Genç erişkinlik döneminde gözünü açamadan evlenip çoluğa çocuğa karıştıysa, onları büyütmek, okutmak, bir meslek sahibi yapmak için kendinden çokça fedakarlık ettiyse. - Mesleğinde yükselmek, kariyer yapmak için özel hayatından feragat ettiyse. - Ticaret yapan biri ise paraya pula kavuşmak için geceli gündüzlü, tatil, bayram demeden çalıştıysa. - Hayatla mücadele etmekten kendi zevklerini, hobilerini ıska geçtiyse. - Akranlarının birer birer hastalandığını, öldüğünü görürse. - Eşi fiziksel olarak istediği gibi bir durumda değilse ’ diye cevapları sıralıyorken kadınlardan biri ‘Sanki onlar Adonis de bizden Afrodit olmamızı bekliyorlar. Göbekli, kıllı, tıraş olmayan, ter kokusundan yanına yaklaşılmayan başka ülkenin erkekleri zaten’ dedi. Ortamda birden bir sessizlik oldu. Herkes tarif edilen kişinin kim olduğunu bulmak ister gibi önce etrafa baktı. Başımızı öne eğip göbeğimize baktık. Çaktırmadan kokumuzu almaya çalıştık. Çok şükür kokan ben değildim. ‘Şimdi Şeyda Hanım’a hak vermemek mümkün değil. Kadın olmak çok zor. Hele bu ülkede kadın olmak çok zor’ diye kadınların da gönlünü kazanacak bir manevra yapmak istedim. Şeyda Hanım ‘Zor tabii. Siz doğum yapmıyorsunuz. Şunu ye çocuk sağlıklı olsun, şunu ye akıllı olsun diye diye şişiyoruz, sonra doğum. O acıyı, sancıyı hiç çekmiyorsunuz. Ben doğuma benimki ile girdim. Baktım doktorlar beni bırakıp ona müdahale ediyorlar. Bayılıp düşmüş. Siz grip olsanız sanki ölmek üzereymişsiniz gibi bizden şefkat beklerken biz her ay onun on katı sancı çekiyoruz. Siz bir tişört pantolon sırtınıza geçirip çıkıyorsunuz biz ‘Aman şuram görünmesin, aman askım çıkmasın, aman şöyle olsun böyle olsun diye her detayı düşünmek zorunda kalıyoruz. Aranızdan en modern olanlar bile evde bir kere yemek olmadığı zaman kalkıp ‘Hayatım bu akşam yemekleri ben yapayım’ demiyorsunuz. Yolunuzda giderken laf atmaya, tacize, tecavüze maruz kalmıyorsunuz’ diye devam etti. ‘Keşke tacize ve hatta tecavüze uğrasam’ diye bir ses geldi. Herkes o tarafa döndü. Muzip erkeklerden biri konuyu sulandırmak niyetindeydi. ‘Abi konu nereye geldi ya? Ben ne sordum siz nerelere getirdiniz’ diye serzenişte bulundu ilk soruyu soran. “Hocam kırkından sonra erkekler neden değişir” diyorduk’ dedi. ‘Peki anlatıyorum o zaman ’ diye başladım. ZiyaretçiZiyaretçi 12 Kasım 2008 Mesaj 1 kırklama adeti hangi illerde nasıo yapılır dersim varda yarına 13 kasım perşembe ye hemen cevaplarsanız memnu olurum EN İYİ CEVABI sanar verdi Kırklama Loğusa ve kırklı çocuğa kırk basmaması için loğusanın ve çocuğun serbeste çıkması için; kırk gün içerisinde genellikle kadın ve çocuğun yıkanması biçiminde yapılan uygulamaya “kırklama” adı olarak kullanılan “kırklama” tanımlanmasının dışında bu olaya halk arasında; “kır dökme”, “kırk çıkarma” vb. adlar da tanımlanmaktadır. Anadolu’da kırklama işlemi en yaygın olarak kırkıncı gün süre yörelere göre farklılık göstermekte; 7., 20., 30., 37., 39., 41. günlerde de kırklama işlem yörelere göre şekilde bazı farklılıklar gösteriyor olmasına karşın içerikte aynı amaca yönelik bir ilgili adet ve uygulamalar içerisinde kırklama işlemini geçmişte olduğu gibi günümüzde de değişmez bir kural olarak geçerliliğini sürdürmektedir. .. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI .. MisafirZiyaretçi 12 Kasım 2008 Mesaj 2 BEBEKLERİN KIRKLANIŞI Bebek kırklama işi iki aşamada yapılır. Birincisi yirmi kırkı, ikincisi tam kırktır. Kızların yarı kırkı doğumundan itibaren 19 gündür. Erkek çocuklarda 20 gün, tam kırk kızlarda 39 gün erkeklerde 40 gündür. Bebek ve annesinin yıkanacağı suyun içine altın, gümüş, nazarlık atılır. Bu suyla önce anne sonra bebek yıkanır. Anne çocuğun üstüne gitmez. Giderse çocuğu bastıracağı ve büyüyemeyeceğine inanılır. Bebekler, kırkları dolmadan evden çıkartılmaz. Kırkının çıktığı gün mutlaka gezmeye götürülür. Gidilen ev ne kadar uzak olursa, çocuğun sesinin o kadar güzel olacağın inanılır. Misafir gidilen evin sahibi annenin saçına un sürer, anlamı uzun ömürlü olmasıdır. Bebeğe de yumurta verilir bunun anlamı da sağlıklı olmasıdır. kırklama geleneği tahminen şamanist dönemlerden günümüze kadar gelen bir gelenektir. bebek kırkıncı gününü doldurduğunda artık kötü güçlerin etkisinden kurtulduğuna inanılır ve ve bi nevi kutlama yapılır Ege’ de bir inanışa göre doğumdan sonra kırk gün içerisinde anne ve bebek her türlü hastalık tehlikesine açıktır. Bu nedenle aile büyükleri tarafından loğusa kadın evde yalnız bırakılmamaya özen gösterilmektedir. Bebek kırkı dolmadan dışarı çıkarılmamakta, başka kırklı kadın ve çocuğu ile karşılaştırılmamaya dikkat edilmektedir. Anne ve bebek kırk gün sonra “kırklanmaktadır”. Yalnız Ev Köyü’nde bu töre yalnızca kadınlar tarafından yerine getirilmektedir. Anne ve bebeğin, kırklama işleminden sonra tüm tehlikelerden kurtulacağına inanılmaktadır. Tüm akrabaların toplandığı bu törende içinde ayak değmeyen yerden toplanan kırk tane çakıl taşının olduğu kırklama suyu ile bebek yıkanmaktadır. Bunu anne ve bebeğin tüm kirli giysilerinin yıkanması izlemektedir. En son olarak kırklama suyu ayak değmeyecek bir yere dökülmektedir. çevremde yeni doğan bebek 20 günlük ve 40 günlük olduğunda taş sayıp banyo yaptırılıyor. çevremde her aile bunu yapıyor sorum böyle birşey dinimizde var mıdır? yoksa tamamen hurafemi demeliyiz bu konu oldukca önemli cevabı yazacak olan arkadaşlara şimdiden teşekkürler..Allah razı olsun... Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. KırklamaLoğusa ve kırklı çocuğa kırk basmaması için loğusanın ve çocuğun serbeste çıkması için; kırk gün içerisinde genellikle kadın ve çocuğun yıkanması biçiminde yapılan uygulamaya “kırklama” adı olarak kullanılan “kırklama” tanımlanmasının dışında bu olaya halk arasında; “kır dökme”, “kırk çıkarma” vb. adlar da tanımlanmaktadır. Anadolu’da kırklama işlemi en yaygın olarak kırkıncı gün süre yörelere göre farklılık göstermekte; 7., 20., 30., 37., 39., 41. günlerde de kırklama işlem yörelere göre şekilde bazı farklılıklar gösteriyor olmasına karşın içerikte aynı amaca yönelik bir ilgili adet ve uygulamalar içerisinde kırklama işlemini geçmişte olduğu gibi günümüzde de değişmez bir kural olarak geçerliliğini sürdürmektedir. .. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI .. MisafirZiyaretçi 16 Eylül 2009 Mesaj 6 babağim 25 biz dışarı ne gibi bi sorun olur verirseniz sevinirim .tşk MisafirZiyaretçi 12 Ekim 2009 Mesaj 7 kırklama hakkında bilgi pls MisafirZiyaretçi 12 Ekim 2009 Mesaj 8 çok kötü yapmışsın çünkü hemen dışarı çıkar mıycaktın yoksa çocuk büyülenir ve nazar değer kırkı çıkınca çıkar daha iyi olur MisafirZiyaretçi 12 Ekim 2009 Mesaj 9 bence çok yanlış yapmışın çünkü kırkı çıkmadan çıkarmamalıydın çocuk hem büyülanir hemde nazar değer MisafirZiyaretçi 12 Ekim 2009 Mesaj 10 çocuğun kırkı çıkmadan dışarı çıkarma çünkü zararlı sizinle yani anneye pek alışmaz ve nazar değer beddua ederler genellikle çocuğun aklı gider başka yere büyüyünce yaramaz şımarık olur nazar deydiği için hemen okutun okutmanız lazım ve birdaha çıkarmayın avsiyem bu ben doktorum kırkı çıkınca hemen çıkarın ki işiniz hep rast gelsin çocukta güzel ve iyi olsun Gebelikten Sonra Adet Düzensizliği Ne Kadar Sürer?Doğumdan Sonra Adet Dönemi Doğumdan Sonra Emzirmenin Adet Düzenine EtkisiDoğumdan Sonra Adet BaşlangıcıRegl Olmamak Hamile Kalmanıza Engel mi? Gebelikten önce kadınların eğer bir sağlık sorunları yoksa her ay düzenli bir şekilde adet görürler ve hamile kaldıklarında da adetleri gebelik boyunca sona ererek, doğumdan sonra tekrar eski düzenine dönmektedir. Ancak doğumdan sonra adet düzeni kişiden kişiye göre değişerek geç veya düzensiz bir şekilde gelebilir. Çoğu kadında bu sorunu yaşamakta ve sebebini merak etmektedir. Uzmanların bu konu ile ilgili açıklamaları ise rahmin normale dönme aşamasında bu tür sorunların görülmesinin normal olduğu yönündedir. Doğumdan öncesi ile sonrası adet döngüleri arasında farklılık elbette vardır. Doğumdan sonraki adet kanamaları doğum öncesine göre ya daha hafif ya da daha ağır şekilde yaşanabilir. Doğum sonrası adet kanamalarının başlıca sebebi hormonların değişime uğramasıdır. Doğumdan sonra adet kanamaları düzensiz olarak görülmekte ve bu durum bir kaç ay sürmektedir. Eğer ki kanama aşırı şiddetli ve durmak bilmiyor ise plasenta veya rahim zarı zarar görmüş olabileceği için acilen doktora başvurulmalıdır. Gebelikten Sonra Adet Düzensizliği Ne Kadar Sürer? Doğum sonrası adet kanamaları rahmin eski büyüklüğünü almasına ve astarının kalınlaşmasına dayalı olup, ilk günlerde koyu kırmızı daha sonraki günlerde de hafif pembeye ve kahverengiye çalan bir renkte ortaya çıkmaktadır. Emziren annelerin 6 ay sonra; emzirmeyen annelerin ise en geç 8 hafta sonra adetleri düzene girer. Doğumdan sonraki kanama ile adet kanaması birbiri ile karıştırılmamalıdır. Loşia adı verilen bu kanama, adet kanamasından biraz daha fazladır ve 6 hafta sürebilir. Lohusalığın ilk günlerinde rengi kırmızı olan bu akıntı, sonraki günlerde pembeye, kahverengiye ve sonra sarımsı beyaza döner. Doğumdan sonra lohusalık boyunca süren akıntıya “loşia” denir. Doğum kontrol yöntemleri kullanmadığınız sürece, eşinizle ilişkide bulunursanız yeniden hamile kalma durumunuz oluşabilir. Bunun için en kısa sürede doğum kontrol yöntemlerinden faydalanın. Emzirme döneminde doğum kontrol haplarının alınması uygun değildir. Çünkü anne sütünün miktarını azaltabilir. Emzirmeyi düşünmeyen anneler, doğumdan 6 hafta sonra doğum kontrol hapı kullanabilir. Rahim içi tampon ya da diğer bir adıyla spiral, kolaylık açısından adet günlerinin ilk günlerinde rahim içine takılır. Ancak doğumdan hemen sonra takılabileceği gibi, sezaryen sırasında da uygulanabilir. Hamileliğin en hoş taraflarından biri, 9 ay boyunca adet kanamalarına özgü ağrı, şişkinlik, sinirlilik gibi semptomların kendiliğinden ortadan kalkmasıdır. Ayrıca ped masrafınızda yoktur. Ama hamileliğin bu keyfi, doğumdan sonra başka bir duruma dönüşür. Kanamanız başlamıştır ancak telaşlanmayın, bunun adet kanaması ile hiçbir ilgisi yoktur. Doğumdan Sonra Adet Dönemi Lohusalık döneminde adet kanaması ilk üç gün, bazı kadınlarda ise daha fazla sürer. Başlangıçta yoğun olarak başlayan bu kanama, daha sonra azalır. Lohusalığın ilk günlerinde, kan ve kan pıhtısı içerdiği için rengi koyu kırmızı olur. Daha sonra içeriği değiştiği için açık kırmızı, kahverengi ve pembeye dönüşür. En son rengi ise sarıdır. Lohusalığın ilk haftalarında baş gösteren loşia bittikten sonra emzirmeye devam ediyorsanız adet kanamasının başlamadığını fark edeceksiniz. Bu durum emzirme nedeniyle salgılanan hormonlar ile birlikte yumurta üretilmemesinin sonucudur. Doğumdan Sonra Emzirmenin Adet Düzenine Etkisi Bilindiği üzere hamilelikte hormonlar artar. Hamilelik ile birlikte, kadın vücudunda bulunan hormonlar da bazı değişimler yaşar. Bu dönemde hamileliğe özgü hormonlar beta-HCG, AFP, HPL üretilir; bazı hormonların progesteron, östrojenler ve prolaktin da seviyesi yükselir. Hormonlardaki bu değişim, anne adayının hamileliğe uyumunu, bebeğin gelişimini ve doğum eyleminin başlamasını sağlar. Doğumdan sonra, hormonlardaki bu değişim eski haline döner. Örneğin, östrojen hormonu doğum sonrası kısa sürede hamilelik öncesi seviyesine geri dönerken, progesteron hormonu ise, yaklaşık bir hafta içerisinde eski haline döner. Yükselen hormonların doğumdan sonra eski haline dönmesi ile birlikte adet ve yumurtlama yeniden başlar. Ancak süt üretimini sağlayan prolaktin hormonu, bebek meme emdikçe seviyesini korumaya devam eder. Sonuç olarak, adet kanamasının gecikmesi prolaktin hormonuna bağlı olabilir. “Emzirme zamanındaki herhangi bir değişiklik bile yumurtlamayı tetiklemek için yeterli olabilir. Bu durum genellikle fark edilmeden gerçekleşir. Bu yüzden, emzirme güvenli bir doğum kontrol yöntemi değildir.” SIK KARŞILAŞILAN EMZİRME SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ konulu makalemize aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz. SIK KARŞILAŞILAN EMZİRME SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ Doğumdan Sonra Adet Başlangıcı Adet kanaması, genellikle doğumdan sonra 8-16. haftalar arasında yeniden başlar ama hem kanama hem de yumurtlama, bebeğinizi emzirmeniz durumunda büyük oranda gecikebilir. Bebek sadece anne sütü ile besleniyor ise, genellikle ilk 6 ayda adet kanamalarının başlaması ve düzenli olması beklenmez. Bu durumda telâşlanmamalısınız, zamanla adet kanamalarınız düzene girecektir. Bazen bu süre 18 aya kadar bile uzayabilir. Hiç emzirmeyen annelerde ise adet kanaması, doğumdan sonraki 4-8. haftalarda başlar. Bunun sebebi birçok faktöre bağlı olabilir. Emzirme sıklığı, emzirme süresi ve bebeğe ek besin verilip verilmediği gibi… Örneğin, bir anne bebeğini günde 4 kereden fazla emziriyorsa, yumurtlama baskılanır, ya da emzirdiği süre ne kadar uzarsa, regli ve yumurtlamada daha uzun gecikme yaşanır. Bebeğe ek besin verilip verilmediği de yumurtlamayı etkiler. Bebeğin biberonla beslenmesi, katı gıda yemesi hatta su bile içmesi emzirmenin yumurtlamayı engelleyen etkisini ortadan kaldırabilir. Regl Olmamak Hamile Kalmanıza Engel mi? Artık bebeğiniz dünyaya geldiğine ve sizde toparlandığınıza göre, eşinize ve kendinize vakit ayırmanın zamanı gelmiş demektir. Eğer doğumdan sonra adet olmadıysanız, “Nasılsa regl olmadım” diyerek, doğum kontrol yöntemlerini umursamazlık yapmayın! Çünkü adet kanamasının başlaması tekrar hamile kalabileceğinizin en önemli belirtilerindendir. Ayrıca, doğum sonrasında kanama olmadan da hamile kalınması mümkündür. Önleminizi almayı ihmal etmeyin. Doğum sonrası ne zaman yumurtlayacağınız önceden bilinemez. Bazı kadınların kısır tabir edilen bir dönemi vardır ve doğumdan sonra ilk adet olana kadar geçen döneminde yumurtlamazlar, ama bazıları da kanama olana dek yumurtlar ve daha kanama olmadan bile hamile kalabilirler. Hangisinin olacağını önceden bilemeyeceğinizden dolayı doğum kontrol yöntemlerini dikkate almalısınız. Aksi takdirde herhangi bir sürprizle karşılaşmanız an meselesi olabilir. Bu tür adet düzensizliklerinin başka nedenleri de olabilir. Hormon üretimi ya da her ay oluşabilecek yumurtalık kistleri gibi… Eğer bebeğinizi emzirmediğiniz halde gecikme yaşıyorsanız bunun için bir kadın hastalıkları veya doğum uzmanına başvurmalı ve diğer ihtimalleri göz önüne almalısınız. ADET NEDEN GECİKİR? 10 SEBEBİ konulu makalemize aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz. ADET NEDEN GECİKİR? 10 SEBEBİ Yenidoğanların pek azı güzellik yarışmalarında dereceye girecek güzelliktedir. Aslında onca zaman o daracık yerde çektikleri düşünülecek olursa, bunun çok şaşırtıcı olmadığını da kabul etmek gerek. Peki ama kafalarının bu kadar sivri ve cinsel organlarının da bu kadar şiş olması normal mi? İşte yenidoğanların nasıl görünmeleri gerektiğine ve niçin bu denli tuhaf göründüklerine dair bilgiler... Fiziksel özellikler Yenidoğanların kafaları büyük, bacakları kısa ve gövdeleri şiştir, boyunları yoktur. Aslında ya da Mr. Magoo'ya benzedikleri söylenebilir. Bunun nedeni, ortalama bir yenidoğanın doğum kanalında sıkış tepiş geçirdiği 12 saattir. Bunun sonunda kafalarının biçimsiz, ya da biraz sivri olması normaldir. Doğum kanalı yolculuğundan sezaryenle kurtulan bebeklerin kafaları içerde sıkışmadığı için, dışarı çıktıklarında daha yuvarlak ve güzel görünürler. Bebeğinizin başında, bıngıldak fontanel denilen kafatasındaki kemiklerin arasındaki açıklıklara ve yumuşak noktalara çok fazla aldırış etmeyin. Bu açıklıklar, bebeğin doğum esnasında doğum kanalına sığabilmesi için vardır. Arka bıngıldağın kapanması yaklaşık 4, ön bıngıldağın kapanması için 9 ila 18 ay alır. Ayrıca bebeğinizin cinsel organlarının şişmesi de normaldir.. Bunun nedeni doğmadan önce anneden geçen aşırı dozda kadın hormonudur. Bebeğin yüzünün şişmesi, doğum kanalındaki sıkışmanın yaşattığı travmadan da kaynaklanabilir. Bebeğinizin kol ve bacakları tuhaf bir şekilde kısa görülebilir, ki bu da normaldir. Zavallıcık rahim gibi dar bir mekanda onca zaman kıvrılıp kalmıştır ve yeni bulduğu bu özgürlüğe de alışması zaman alacaktır. Kol ve bacakları doğumu izkeyen bir veya iki haftada normal haline gelir. Bu dönemde bir battaniyeyle sarmalanmak kendisi için rahatlatıcı olabilir. Cildi Yenidoğanlarda cildin görüntüsü, bebeğin kaç aylık doğduğuna göre değişir. Prematüre bebeklerin cildi ince ve saydam görünüşlü olur ve lanugo adı verilen ince ipeksi tüylerle kaplı olabilir. Ayrıca rahimde amniyotik sıvının içindeyken, narin cildini koruyan, peynirsi bir örtü olan verniks ile doğarlar. Doğum normal zamanda olduysa, verniks ve lanugo miktarı azalır, ama doğumdan bir kaç gün sonra cildi soyulabilir. Bebeklerin ırk ve etnik kökenleri ne olursa olsun, oldukça açık remkte, pembemsi bir renkte doğarlar. Pembelik, damarlardan kaynaklanır. Bebeğinizin gerçek ten rengi, bir sene içinde yavaş yavaş ortaya çıkar. Bebeklerin yüzde 30 ila 40'ı, yüzlerinde milia ya da moğol lekeleri adı verilen ve küçük sivilceleri andıran beyaz ya da sarı yumrularla doğar. Bunlar genellikle özel bir tedavş gerektirmeden üç ila dört hafta içinde kaybolurlar. Doğum lekelerine de sıkça rastlanabilir. Bunların büyüklükleri, şekilleri ve renkleri farklı ve vücudun herhangi bir yerinde olabilirler. Bazı doğum lekeleri bebeğin doğumundan birkaç hafta ya da yıl geçene kadar ortaya çıkmayabilir. Çoğu doğum lekesi zararsızdır ve birkaç sene içinde yok olabilirler ama bazıları da kalıcıdır. Bebeğinizin cildi doğumundan birkaç gün içinde sararırsa, endişelenmeyin, bebek sarılığı geçiriyordur ki, bu doğan bebeklerin yarısından fazlasına olur. Bu gerçekleştiği takdirde, hastanede biraz daha uzun kalmanız gerekebilir ama bunun dışında endişe edecek bir şey yoktur, genelde bir hafta içinde de düzelir. Prematür bebeklerde bu süre biraz uzayabilir. Saçları İş saçlara geldiğinde bazı sürprizlerle karşılaşmaya hazırlıklı olun. Koyu renk saçlı, beyaz tenli bir çift olup da, kızıl saçlı ya da sarışın bir bebeğiniz, ya da açık ten ve saç rengine sahip olup Elvis Presley gibi kara saçlarla doğan bir bebeğiniz olabilir, kafanız karışmasın. Tabii bebeğinizin kel doğma ihtimali de yok değil. Bu nedenle şunu aklınızda bulundurmanızda fayda var Bebeğinizin doğduğu zamanki saçları sizi yanıltmasın, çünkü gelecekte bebekliğinden çok farklı saçlara sahip olacak. Kırmızı kafa doğan bebekler sarışın, kuzguni siyah saçlı bebekler, kumral, ya da sarışın olanlar esmer olabilir. Gözleri Çoğu bebek koyu gri-mavi gözlerle doğar, gerçek rengin ortaya çıkması ise haftalar ya da aylar alabilir. Genellikle doğumdan 6 ila 9 ay sonra gördüğünüz göz rengi, çocuğunuzun gerçek göz rengidir. Ancak bazı bebekler mavi gözlü görünse de, birkaç sene sonra gözleri yeşil olabilir. Doğumdan sonraki 6 ayda ne gibi değişiklikler olacak? Bebeğiniz 6 haftalık olduğunda, sarılık, moğol lekeleri gibi cilt problemleri geçmiş olur. Eğer hala geçmediyse de, kısa zamanda geçecektir. Bu arada göbek kordunu düşmüş olacak ve tombik göbeğinde minik bir göbek deliği de belirecektir. Ayrıca doğumdan sonraki birkaç gün içinde de hızlı bir şekilde kilo almaya başlar. Bu da tombikleşeceği, cildinin dolgunlaşacağı ve gerçek bir bebeğe benzemeye başlayacağı anlamına gelir. Bebeğiniz saçlı da doğsa, birkaç hafta ya da ay içinde bunun birazını ya da tamamını kaybedebilir; ama endişelenmeyin; çünkü saçları yeniden çıkacaktır. Çoğu bebeğin kafasında sürekli yattıkları için, kelleşen bölgeler olabilir ama zamanla sırt üstü yatarak geçirdikleri zaman azaldıkça bu saçsız bölgelerde saç çıkar.

bebekler kırkından sonra değişir mi